• Öncelikle okuyucularımıza biraz kendinizden bahseder misiniz?
Sırandan bir çocukluk… Kalabalık fakat mutlu bir aileden geliyorum. Aile işlerimiz ile hiç alakası olmayan gıda ve eğlence sektörü beni hep cezbetti. Okul hayatının kritik bir döneminde ani bir karar ile çalışma hayatına geçtim. Bir kaç farklı dalda kendimi denedikten sonra benim için sosyal hayatın içinde olabileceğim ve sosyalleşmenin asıl iş olacağı bu sektörü benimsedim.
Hobinin ticarete dönüşmesi zordur normal şartlarda ta ki siz işin boşluğunu gördüğünüz ana kadar.
Gloria Jeans ile gerçek anlamda başlayan hizmet sektörü serüvenim, bana inanılmaz şeyler öğretti ve bu serüven, uzun soluklu bir yol. Sabretmek , sebat etmek, çalışmak, gelişmek lazım.. Öyle hop yönetici başlamak yok hiç bir yere; en alttan en zor noktadan başlamak var.
Sonrasındaysa Yeşilyurt sahilde Polat Rönesans otelin yanında Maranta Gusto vardı artık maalesef yok; bu mekanın da kuruluşunu ve işletmeciliği yaptım ta ki Cihan Kamer Bey ve ailesi ile tanışana kadar.
Cihan Bey’i ikna etmek kolay olmadı ama zor olan güzel olur ya Huqqa’da zor ama çok güzel oldu. 2011 yılında sektördeki boşluğu fark ederek; “İstanbul’un en değerli , en iyi güzergahında ” benim de en iyi bildiğim işi yapmak için mekan arayışına başladık; 2013 yılının Nisan ayında Kuruçeşme’de Huqqa’nın ilk restoranını açtık. Daha sonra The Market Bosphorus, Qurabiye ve son olarak da Huqqabaz markaları ile daha da büyüdük. Q F&B kurucu ortağı olarak en iyi bildiğim işi keyifle yapıyorum.
• Huqqa’yı kurarken hedefleriniz tam olarak nelerdi?
Aslında ana fikrim; “keyif aldığım işin ana işim olması ve bunu da keyifli insanlar ile birlikte yapabilmekti” Bu hedefe doğru giderken de: yapılmayanı yapmak; detaylarla insanları şaşırtmak; gelenin bir daha gelmek istediği, kendini rahat hissedebileceği, günün her saati hizmet veren bütünleştirici bir marka yaratmak istedik.. Başardık da…
• Huqqa’yı kurarken nasıl bir mekân tasarım fikriniz vardı?
Huqqa’ların mimari Mahmut Anlar. Hiçbir mekan birbirinin aynısı değildir; sahiplerinin kimliğini de yansıtır. Kendisiyle uzun sohbetlerimiz oldu. Bizi tanıdı; hayallerimizi, insanların Huqqa’dayken nasıl hissetmesini istediğimizi anlattık.
Osmanlı-Selçuklu‘da çok sık kullanılan motif ve desenler Huqqa kurumsal kimliğinde yer alıyordu. Mimari anlamda eski-yeni; modern- klasik, rahatlık, ergonominin bir arada olabilecek mekanlar oluşturmaya çalıştık
• Hayata başarı katan her insan geleceğe nice güzel yeni güzellikler katmak ister işleri ilerlettiğinde. Buna göre düşünecek olduğumuzda sizin geleceğe yönelik fikirleriniz arasında neler var?
Yorucu ve disiplinli bir süreçten sonra ; uluslararası pazarlarda global bir oyuncu olabilmek oluşturulmuş markalaşma programı TURQUALITY® ‘e ne kabul olduk. Hedeflerimiz çok büyük. Bu iş bir kültür turizmi. Son dönemlerde Türk kültürüne yoğun bir ilgi ve hayranlık var. Türkiye’den çıkan bir dünya markası olmak ve Türk lezzetlerini Dünya pazarında doğru temsil etmek en öncelikli amacımız.
Daha sonrasındaysa ; yaptığımız işte en iyisi olmak ve takip edilen marka imajını korumak bizim için önemli. Ekonomik anlamda hedefimiz ise şu an ciddi bir istihdam sağlıyoruz; bunu da daha da büyüterek bu işten ailesini geçindiren dünyada yüzbinlerce insana ulaşmak…
• Markanızı artık Dünyada tanıtmak adına adımlar atıyorsunuz. Birçok yerde şubeler açmaya başladınız. Başka nerelerde göreceğiz Huqqa’yı?
Huqqa; ilk yurtdışı şubesini 2018 Nisan ayında Dubai’de Dubai Mall da açtı. Çok iyi olacağını öngörüyordukamabeklentilerimizindeötesine geçti. Umman Muscat’da operasyonumuz birkaç gün önce başladı. Yaz sonunda Katar , yıl sonunda ise Sudi Arabistan yer alacağımız pazarlar…
Sonrasında ise 2020 ilk çeyrekte Londra, ABD,sonrasındaÇinveHindistan‘agirmeyi planlıyoruz. Huqqabaz markamız için ise Şubat ayında Irak/Erbil’de ilk yurtdışı açılımını yaptık; Eylül’de Almanya,Ekim’de Kuveyt, Bağdat ve Aralıkta Dubai ile büyümeye devam edeceğiz
• Dünyanın birçok ülkesinde globalleşme adına mekânlar kendilerine yenilikler katarak yeni müşteri portföyü oluşturuyorlar. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Özellikle hizmet sektöründe Dünya’da 2 önemli şehir. Londra ve Dubai. Rekabet çok sert. Bu 2 şehirde ayakta kalabilmek için gelişime & değişime ve zamana ayak uydurabilmek çok önemli ; ama bunu yaparken de kaliteden ödün
vermeden devam edebilmek de gerekli
Özellikle bu 2 şehir Dünya’nın her yerinden ziyaretçi çekiyor ve burada hizmet veren markalar dünyanın her yerinden gelen tüketicilere dokunabilme şansını yakalıyor. Biz de Dubai’de bunu gördük. Huqqa ile bilmediğimiz bir çok pazarın tüketicisine dokunabildik, Huqqa’yı deneyimlediler ve biz de “talebin” farkına vardık: Bu bize yeni lokasyonlar için daha da vizyon verdi. Dubai’den sonra rotamızı hem Avrupa’ya hem de ters istikamete Çin ve Hindistan pazarlarına çevirdik
• Bir mekân açmadan önce hangi fikirleri kendinize kural olarak belirlediniz? Baktığımız zaman günümüzde birçok mekânlar açıldığında en lüksü müşterilerine sunmak için yarış halindeler. Rekabet ile ilerleyen iş dünyasında sizin hangi kurallarınız ile Huqqa zirveye adını yazdırmayı başardı?
En önemli kuralımız : doğru pazar ve doğru lokasyon. Bir pazara girmeden önce çok araştırıyoruz, emin oluyoruz ve doğru lokasyonu bulduktan sonra da doğru iş modelini kurgulamaya özen gösteriyoruz.
Huqqa ; franchise veren bir marka değil ama
özellikle yurtdışında güçlü & lokal ortaklarla pazara girebiliyoruz.
“Think global, act local” felsefesiyle hareket ediyoruz. Mesela; Dubai’de Türk kahvaltısı inanılmaz popüler; ama expact cenneti Dubai’de başka kahvaltı alternatifleri de mevcut… Hizmet sektöründe her bir detay ve devamlılık çok önemli. Yıllardır aynı çekirdek ekip ile büyümeye devam ediyoruz. İçimizden yönetici yetiştiriyoruz. Huqqa felsefesini anlamış; sahada uygulamış ve benimsemiş bir ekibimiz var. Ar-ge çalışmasına çok önem veriyoruz. Yeni ürün ve sunum teknikleri yaratılması ile ilgili yurtdışı fuarlara katılıp Dünya trendlerini takip ediyoruz.
Bizim gayemiz Dünya’ya açılmış en iyi Türk mutfağı olmak. Bu zincirde her bir halkanın öneminin – mimari, menü, ekip, ürün tedariği – farkındayız
• Huqqabaz diye bir marka kurdunuz. Bununla alakalı ayrıntıları bizimle paylaşır mısınız?
Huqqabaz; daha genc , cozy ,m2 olarak daha kucuk fakat erisilebilir lux markamız. Menü olarak; Türk ve dünya mutfağından seçilmiş özel lezzetler barındırıyor. Franchise ile çok hızlı büyüyen , çok karlı bir iş modeline sahip… Huqqabaz ile hemen hemen her şehirde yer almak istiyoruz. Nisan ayında İstanbul Hilltown’da açıdı; gelecek ay ise Levent Sapphire’de yeni bir şubesi daha açılacak.
• Sektörde öncü olduğunuz bir gerçek. Yeni bir mekan açıldığında “Huqqa gibi ve ya Huqqa’ya benzemiş” gibi söylemler almışsınızdır. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz? Keyif verici olsa gerek…
Bu, büyük bir sorumluluk. J Takip edilmek için daha iyi olmak lazım biz de çalışmalarımıza devam edeceğiz . Güvenilir marka olmak ,severek yaptığımız isin takdir görmesi gercekten keyifli.. Tabii bu taklitlerle ilgili yurtiçi ve yurtdışında bir çok dava sürecimiz de söz konusu.. Dünya’nın bir çok yerinden Huqqalover ‘lar bizi Huqqa adıyla açılmış mekanlardan haberdar ediyorlar; biz de yasal süreçleri başlatıyoruz.
• Boss Life Dergimiz hakkında bizlere neler söylemek istersiniz?
İş Dünyası ve Lükse ait bir çok haber ve röportajı keyifle takip ediyoruz. Bir çok farklı alanda işinin profesyonelleri ile yaptığınız söyleşileri keyifle okuyoruz.
Kaynak: Boss Life Dergi