Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin Kurumsal Marka Yönetim Direktörü Aysel Daysal Özaltınok Anlatıyor…

Ülkemizde büyük hedeflerle yatırımlarını sürdüren önemli kuruluşlar var. Panasonic Eco Solutions Türkiye de bunların önde gelenlerinden biri. Kuruluş, sunduğu teknolojik ürünlerle birçok pazarı domine ediyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin Kurumsal Marka Yönetim Direktörü Aysel Daysal Özaltınok ile bu başarının sırrını konuştuk.

• Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz?

İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden 1992 yılında mezun oldum. İstanbul Üniversitesi’nde tezsiz işletme masterı ve pazarlama dalındaki master eğitimimden sonra 1995 yılında profesyonel iş hayatına adım attım. Yaklaşık 17 yıl çeşitli sektörlerde satış ve pazarlama alanlarında görev aldıktan sonra, 2012 yılında VİKO’da pazarlama direktörü olarak çalışmaya başladım. Şu anda kurumsal marka yönetim direktörlüğü

görevini yürütmekteyim. VİKO, 2014 yılında dünya teknoloji devi Panasonic’in Ekolojik Çözümler Şirketi’ne bağlanmış olup, Panasonic Eco Solutions Türkiye olarak faaliyetlerine devam etmektedir.

• Panasonic hakkında sizden kısa bilgi alabilir miyiz?

Panasonic olarak; üretimini gerçekleştirdiğimiz ürünler açısından çok geniş bir yelpazeye sahibiz. 1966 yılında kurulan VİKO, 2014 yılında Panasonic Eco Solutions bünyesine katıldı. 2017 yılının Nisan ayından itibaren de Panasonic Eco Solutions Türkiye olarak faaliyet göstermeye başladık. Ürünlerimizin çoğu, inşaatlara hizmet veren ürünler. Bununla birlikte bizim asıl ürün grubumuz ise elektrik anahtarları ve prizler. Panasonic Eco Solutions Türkiye olarak, yüzde 50’nin üzerinde pazar payına sahibiz. Burada 56

bin metrekare üzerine kurulu bir fabrikamız var. Bu fabrikamız, dünyada da sayılı tesisler arasında yer alıyor. Bu tesislerde elektrik

anahtarı ve priz üretimimizi yapıyoruz. Anahtar ve prizlerimizi, kullanılacakları yere göre; örneğin hastane, otel ve ev gibi yerler için farklı fonksiyonlarda üretiyoruz. Elektrik anahtarı ve prizler, herkesin evinde kullanılan ürünler. Ama artık bu ürünlerin malzemeleri ve tasarımları zevke göre belirlenebiliyor. Klasik dekorlarda daha farklı tonlar ya da ahşap tarzı seçilebiliyor. İstenirse metal ama daha farklı renkler de tercih edilebiliyor. Biz artık Panasonic Eco Solutions Türkiye olarak, alt segmentten üst segmente kadar çok farklı tasarım ve malzemelerde üretimler yapıyoruz.

Ürün gamımız içerisinde elektrik anahtar ve prizleri, grup
prizler, sigorta kutuları, aksesuarlar, alçak gerilim şalt ürünleri, elektronik elektrik sayaçları, otomatik sayaç okuma sistemleri, bina otomasyon sistemleri, LED aydınlatma ürünleri, profesyonel el aletleri, güneş enerjisi panelleri, güvenlik kamera sistemleri ve yangın algılama sistemleri yer almaktadır. Şirketimiz, anahtar priz sektöründe Türkiye pazarındaki liderliğini korurken, 70’ten fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracatıyla Panasonic ve VİKO markalarını dünya pazarlarında başarıyla temsil etmektedir.

Tanınmış Marka ve Super Brand statülerine sahip bulunan şirketimiz, Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içerisinde yer almakta ve sektörünün Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı ilk AR-GE Merkezi unvanını taşımaktadır. Ayrıca, ürün kalite ve güvenliği ile çevresel sorumluluklarına önem veren bir

yaklaşımın sonucu olarak ISO 9001 Kalite Yönetim, ISO 14001 Çevre Yönetim, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sistemlerine sahiptir.

• Türkiye’den kaç ülkeye ürün ihraç ediyorsunuz?

Panasonic Eco Solutions Türkiye, bugün itibarı ile sektöründe Türkiye’nin en büyük kuruluşu ve açık ara pazar lideri konumundadır. Yıllık 100 milyon adet üretim kapasitesine sahip ve alanında dünyanın en gözde örnekleri arasında gösterilen endüstriyel tesislerimizde elde ettiğimiz ürünlerin %60’ını yurt içine, %40’ını ise yurt dışına sunuyoruz. 25,000’in üzerindeki farklı ürünü Afganistan’dan İsveç’e, Rusya’dan Angola’ya

kadar uzanan geniş bir coğrafya üzerinde, 70’ten fazla ülkeye ihraç etmekteyiz. Türkiye’nin yanı sıra Ukrayna, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Gürcistan, Kosova ve Angola gibi ülkelerde pazar lideri olmamızın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.

• Panasonic Eco Solutions Türkiye hangi ürünleriyle farklılaşıyor?

İhtiyaçlar değişebiliyor. Örneğin bir ev ile bir villadaki elektrik anahtarı ve priz kullanımları değişiklikler gösterebiliyor. Bunların yanı sıra standart üretimlerin dışında Panasonic olarak ürettiğimiz USB prizimiz var. Bu priz vasıtasıyla telefonu kendi kablosuyla direkt şarj edebiliyorsunuz.

Ayrıca lüks konutlarda fonksiyonların sayısının arttığını gözlemliyoruz. Buna hareket dedektörünü örnek gösterebiliriz. Sizi algıladığı zaman sensör, ışığı otomatik şekilde açıp belirli
bir süre de açık tutuyor. Işığın açık kalacağı zaman dilimini
siz kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. Bunu manuel olarak da kullanabiliyorsunuz. Işığı dokunmatik olarak istediğiniz gibi ayarlayabileceğiniz ürünlerimiz de bulunuyor. Bu ürünümüzü daha çok bebekli ailelere tavsiye ediyoruz. Işığı kapatırken
çıkan ses çocuğu uyandırabiliyor. Ürünümüz, sahip olduğu dokunmatik açılıp-kapanabilme özelliği ile bunun önüne geçiyor. Tüm bu ürünlerle insanların hayatına kolaylık getirmeye çalışıyoruz. Zaman artık hızlı akıyor ve herkes için çok değerli.

Konforun yanı sıra dikkat ettiğimiz diğer bir unsur da tasarruf sağlayan ürünler üretmek. Akıllı bina sistemlerimiz var bunlar arasında sayılabilir. Bu sistemde de konut ya da binayı enerji açısından belli oranda kontrol edebiliyorsunuz.

• Akıllı bina alanındaki ürün ve teknolojilerinizden bahsedebilir misiniz?

Thea IQ Bіna Otomasyon Sistemi’miz, çok özel teknoloji
ve yazılımlar sayesinde önceden belirlediğiniz senaryoyu evinizde uygulama imkanı tanıyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye ise Türkiye’de akıllı ev sistemleri olarak da bilinen bu

teknolojiyi hayata taşıyan kuruluşların en önemlileri arasında yer alıyor. Thea IQ Bina Otomasyon Sistemleri; iklimlendirme, aydınlatma ve perde-panjur kontrolünden güvenlik sistemleri entegrasyonuna kadar bir binada ya da dairede konfor, enerji tasarrufu ve güvenlik için çok yönlü çözümler sunuyor. Bu sistem, hem evlerde hem ofislerde hem de otel, restoran

gibi ticari işletmelerde rahatlıkla kullanılabiliyor. İsterseniz tatildeyken akıllı telefonunuzdan ya da bilgisayarınızdan evinizi izleyebilir, aynı şekilde evde yokken dilediğinizde ışıkları yakarak ya da yüksek sesle müzik çalarak davetsiz misafirleri uzak tutabilirsiniz. Benzer konfora iş yaşamında da sahip olmak mümkün. Örneğin bir sunum gerçekleştirecekseniz ofisin ışıklarının otomatik olarak kapanması sağlanabiliyor.

Thea IQ bina otomasyon sistemleri dokunmatik ekran ve uzaktan erişim sistemleriyle donatılabildiği gibi enerji verimliliğine yönelik basit uygulamalarla residence, AVM, hastane ve ticari binalara da kolaylıkla uygulanabiliyor. Thea IQ, kapsamlı özellikleri sayesinde Türkiye’nin en prestijli projelerinin tercihi olmaya da devam ediyor. Thea IQ, tarafından Türkiye’de ilk kez uygulanan IP tabanlı intercom sayesinde, her daire otomasyonu kontrol ettiği panel üzerinden, binanın güvenlik görevlisi

ile görüntülü konuşabiliyor. Thea IQ Akıllı Ev Sistemlerinin kullanıldığı projeler, emsallerine oranla daha yüksek bir değere sahip oluyor. Önümüzdeki dönemde Thea IQ ile tüm yeşil bina konseptli ve akıllı villa ev otomasyon projelerinde olmayı hedefliyoruz.

• Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz?

Sektöründe dünyanın en iyi üç tesisi arasında gösterilen endüstriyel tesislerimizde enerji ve doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayan, atıkların çevreye zarar vermemesi için tüm önlemleri alan, daha yaşanılabilir bir çevre oluşturmak için hiçbir sorumluluktan kaçınmayan birçok yaklaşım ve uygulamaya sahibiz. Endüstriyel tesislerimiz, cam bina ile ısı kontrolü, gün ışığını en etkin şekilde kullanma ve bahçe peyzajı gibi özellikleri ile adeta yeşil mimari tasarım kriterlerini taşımaktadır. WWF iş birliği ile hayata geçirdiğimiz Green Office Programı ile çalışanlarımızı çevre dostu tercihler yapmaları konusunda bilinçlendirip, daha fazla tasarruf yapılması konusunda özendirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, geçtiğimiz yıl layık bulunduğumuz ve “Sağlıklı Kentler Birliği” tarafından sunulan “Çevreci Tesis” ödülüne sahibiz. Bu ödül, çevre duyarlılığı konusundaki uygulamalarımızın bir tescili niteliğinde olduğu gibi önümüzdeki dönemde alacağımız sorumluluklar için de çok değerli bir motivasyon kaynağı oldu.

• Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir?

Panasonic Eco Solutions Türkiye, kurulduğu günden bu yana

Ar-Ge ve tasarım çalışmalarını odak noktası olarak görmüş ve bu alana ayrı bir önem vermiştir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da onaylı olan Ar-Ge merkezimiz ile yetenekli insan kaynağımız, her ülke insanı için ayrı düşünüp üreten hız ve donanıma sahiptir. Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin ürün çeşitliliğini inovasyon ve kalite ile buluşturabilmedeki bu hızı, global tercihlere cevap verebilme yeteneği olarak önemli bir avantaja dönüşmekte ve yeni ürün sunma dinamiklerimizi olumlu etkilemektedir. Yaklaşık

70 çalışanımızın hizmet verdiği AR-GE merkezimiz için ayırdığımız bütçenin ciromuzdaki payı %3,4 civarındadır ve bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Patent sayısı bakımından da
27 başvuru ile 19. sırada yer aldığımız düşünüldüğünde ülkemizde oldukça iyi bir noktada olduğumuzu belirtmeliyim. Panasonic Eco Solutions Türkiye AR-GE Merkezi, inovasyon boyutları yüksek, TÜBİTAK destekli TEYDEP projeleri ve üniversite-sanayi iş birliği kapsamında San-Tez projeleri gerçekleştirmeye devam etmektedir. Panasonic grubuna dahil olduktan sonra AR-GE merkezimiz, Panasonic AR-GE takımları ile pek çok farklı proje üzerinde çalışmaya başlamıştır. Bunların arasında özellikle geleceğin akıllı şehirlerinin alt yapısını oluşturacak olan akıllı şebekelerin temel taşı niteliğindeki “Akıllı Sayaçlar ve PLC Teknolojili Uzaktan Okuma Sistemleri”ni örnek verebiliriz. Bu projenin hayata geçmesi, ülkemiz için hayati önem taşıyan enerjinin verimli kullanımı ve yönetilmesi, kayıp ve kaçakların izlenmesi gibi pek çok konuda önemli katkı sağlayacaktır.

• Son olarak markalaşma başarınızın arkasında yatan dinamiği bizimle paylaşabilir misiniz?

Kuruluşlar geleceklerini markalarına yaptıkları yatırımlarla hazırlar. Bu kapsamda atılan her adım ve her doğru yatırım, markayı tüketicilerinin gönlünde bir yere taşır. Güçlü ve bilinirliği yüksek bir marka olmanın ön koşulu ise entelektüel sermayeden geçmektedir. Bir kuruluşun entelektüel sermayesini artırması, fiziksel ve finansal yatırımlar haricindeki diğer tüm alanlarda da dengeli sonuçlar üretmesine bağlıdır. Marka, müşterisine farklıyı ve değerliyi sunan, özellikleri, yenilikleri ve faydaları ile müşterilerini en kısa yoldan buluşturan bir değerler zinciridir. Panasonic Eco Solutions Türkiye, 36 yıldır devam eden mükemmellik yolculuğunda hep ilkleri uygulayan bir kuruluş olmuş, yeni ürün sunmaktan öte müşterileri için değer yaratmaya odaklanmıştır. Bu yolculukta atılan adımların ne kadar doğru olduğunun tesciline birçok kez şahitlik etmiş bulunuyoruz. Örneğin, geçtiğimiz yıl açıklanan ve Superbrands Türkiye’nin Nielsen’e yaptırdığı araştırma sonuçlarına göre belirlenen Süper Markalar arasında Panasonic Eco Solutions Türkiye da yer aldı. Bu başarı bizler için sektörde de ilk olmaktan dolayı hem bir gurur vesilesi hem de yaptığımız yatırımların ne kadar doğru olduğunun bir tescili niteliğindedir. Süper Markalar arasında sektörümüzün tek temsilcisi olarak yer almanın yüklediği sorumluluğun farkındayız. Bizim için asıl başarı, öncelikle müşterilerimizin gönüllerinde edindiğimiz paha biçilemez yeri koruyabilmektir. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için her zamankinden daha çok çalışmamız gerektiğini biliyoruz.

Kaynak: Boss Life Dergi