İnternet reklamlarının rahatsız edici bir hal almasıyla birlikte reklam verenler de yeni reklam mecraları bulmaya başladılar. Özellikle reklam engelleyici uygulamalar reklam sektörünü zor duruma soktu ve markalar çareyi influencer dediğimiz kişilerde buldu. Ana akım medyada influencer’lara genelde fenomen diyorlar, fakat fenomen ile ikisinin bazı farkları var.
İnsanlar yakından tanıdıkları, sıcak hissettikleri ve kendilerine motivasyon veren kişilerin söylediklerine inanıyorlar ve tavsiyelerini de can kulağıyla dinliyorlar. Influencer pazarlama denilen sektörde binlerce hatta milyonlarca takipçisi olan kişilere markalar para veriyor ve influencer da bu ürünü veya hizmeti tanıtıyor. Bunu yaparken ürün yerleştirme dediğimiz teknikten faydalanıyorlar, kullandıkları araba, ayakkabıları, gözlükleri aslında bir reklam olabilir.
Bu kişilerin tek geliri bu ürün yerleştirme reklamları olduğu için zamanla samimiyetlerini kaybediyorlar, bir fenomen hem hamburger ve kola reklamı yapıyor hem de sağlıklı beslenin diye bir ürün satıyor, buna kim inanır, artık inanmıyoruz.
1 milyondan fazla takipçisi olan hesaplara “Mega Influencer” diyoruz, aşağıdaki tablodan influencer çeşitlerini inceleyebilirsiniz. Yukarıdaki tabloya göre ben micro bile değilim nano bir influencer olarak hayatıma devam ediyorum.
Müzikle ilgilenen bir abime beni fazla kişi okumuyor bıraksam mı acaba dediğimde, bana “gitar ile 3 akor basarsan seni 5.000 kişi dinler ama 5.000 akor basarsan 3 kişi dinler” demişti. Biraz daha okunabilmek için Serdar Ortaç nasıl müzik yapıyorsa sen de öyle yazmalısın dedi. Ben Serdar Ortaç değil Bilal Karaman’ı dinlemeyi tercih ederim, Bilal Karaman’ın yorumladığı bu eseri 1.000 kişi dinlemiş.
Arkadaşım bana Serdar Ortaç gibi herkese hitap eden basit konular seç dedi, ben Ortaç’ın şarkısını açınca bir derinliği olduğunu farkettim. Serdar Ortaç’ı 11 milyon kişi dinlemiş, anlayan varsa bana da açıklasın, bu sözler ne anlama geliyor?
Aşk bu!
Kızıl ötesi,
yaralı müzesi,
hareket edemem…
En önemli pazarlama tekniklerinin başında kulaktan kulağa pazarlama gelir, az takipçili hesaplar bu yüzden kulaktan kulağa pazarlama için daha uygundurlar. Mega hesaplar samimiyeti azaltırken daha küçük hesaplar herkese cevap veriyor, hatta markayı savunan bir savaşçı gibi mücadele veriyor, büyük hesaplar takipçi kaybetmemek için bu topa girmiyor.
Yani 1000 takipçiniz bile olsa savunduğunuz bir doğru varsa ve buna inanıyorsanız siz de önemli bir influencer olabilirsiniz, artık markalar ölü paylaşımlar yapan kişiler değil kendi dijital savaşçılarını arıyorlar. Artık kaç takipçiniz olduğu değil insanların sizi ne kadar samimi bulduğu ve güvendiği daha önemli. Yüksek takipçili hesaplar yüksek etkileşim alıyor ve binlerce beğeni ve paylaşım geliyor, micro influencer hesaplarda etkileşim daha az olsa da gerçek hayatta etkiledikleri ve hayata geçirdikleri insan sayısı daha fazla olabiliyor.
Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin diye bir söz vardı, internette de kimseye güvenmemek gerekiyor. Medya okuryazarlığınızı geliştirin, kendiniz araştırın ve kendiniz karar verin.