Türkiye’de eğlence sektörü denilince mutlaka akla gelen özel isimlerden Reina Restaurant Bar ve Gece kulübü işletmecisi, eğlence sektörüne yeni mekanlar kazandıran özellikle son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Ruby Restaurant Bar ve Gece Kulübü ortaklarından Erkan Ünal ile bu sayımızda Türkiye’de gece hayatı ve restaurant işletmeciliği üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Ağırlıklı olarak yazları Moonbeach Hotel ve Moonbeach bar, kışları ise Kartalkaya DropLounge’da eğlence hayatına yön veren Erkan Ünal ile Kartalkaya Doplounge’da keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz harika bir röportaj gerçekleştirdik…
Erkan Ünal kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
4Nisan 1976 Elazığ doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Turizm Otelcilik mezunuyum, aslına bakarsanız ortaokul yıllarında bir tesadüf üzeri bu sektöre başladım. Okul bitmiş yaz tatili başlamıştı abim o sırada Bodrum’da Hotel Şamdan’da çalışıyordu beni yanına tatile çağırdı bende gittim bir kac gün sonra elemanlarının birkaçının işi bıraktığını istersem gelip ona yardım edebileceğimi söyledi iş yerinde abime yardım etmek suretiyle bu sektöre girmiş oldum. Sonra okul yıllarında yaz tatillerinde Bodrum’da Hotel Şamdan’da barboy olarak çalışıp sonraki yazlarda yine Hotel Şamdan’da bar supervisior olarak devam ettim. Yaz sonlarında İstanbul’a döndüğümde ise Park Şamdan’da çalışmaya devam ettim. Bu dönemde hem okuyor hem de çalışıyordum. Sonrasında hareketlenen gastronomi sektöründe Türkiye’nin ilk Fransız lokantası Once Bar’da supervisior, sonra Maitre D’hotel olarak çalışmaya başladım. Ardından Havana gece kulübünde çalıştım. Havana’da 2 yıl çalıştıktan sonra askerlik görevimi yapmak için sırasıyla Sivas ve daha sonra Urfa’ ya gittim. Döndüğümde ise abim Ali Ünal İstanbul’da REİNA REST. BAR VE GECE KULÜBÜ açmıştı. Orada 11 yıl genel müdür olarak çalıştım. Ardından 2012 yılında kendi işimi kurmak için Reina’dan ayrıldım. Bodrumda sırasıyla Moonbeach, Kartalkaya’da Droplounge, sonraki yıl da Moonbeach Hotel ve son olarak İstanbul’da Ruby Restaurant Bar ve Gece Kulubü açtık. Halen bu 3 işletmemiz başarıyla çalışmaya devam ediyor, ve biz bunların başındayız.
Restoran ve eğlence aslında iki farklı konsept. Siz bu iki farklı konsepti harmanlayarak yeni bir işletme kurdunuz. Bu fikir nasıl oluştu ve Ruby’nin nasıl bir konsepti var bizimle paylaşır mısınız?
Aslında bu iki konsept birbirine çok ama çok bağlantılı, sadece eğlenmeye gelen misafirleri restaurantımız sayesinde boş bir mekana girmelerini engellemiş olduk, sadece yemeğe gelen misafirlerde daha sonra gelen kalabalığı görünce onlar için de daha keyifli bir hale dönüyor akşam yemeği. Ruby, iş çıkışı toplanmalarının hem sosyal hem iş yemeklerinin, eğlencelerinin yapıldıgı yabancı konukların lokal insanlarla birlikte yemek yiyip eğlenebilecekleri kompakt bir konsept. Özellikle yaz aylarında 6-7 saatlerini mekanımızda geçiren konukların sayısı hiçte az değil. İnsanların kutlamalarını yapabildiği ya da günün stresini atabildiği yer olarak anlatabiliriz Ruby’yi.
Bolu Kartalkaya Drop Lounge, Bodrum Moon Beach Hotel, Ruby Restaurant Bar Club… Hepsi farklı noktalarda farklı konseptlerle oluşturulmuş kaliteli eğlence ağırlıklı mekanlar. Bize mekanlarınızın oluşum ve gelişim aşamalarını anlatır mısınız?
İlk olarak Moonbeach’ten bahsedeyim. İstanbul’da ağırladığımız misafirlerin bir çoğu yaz aylarını Bodrum’da tatilde geçiriyorlar. Bizde Bodrum da bir noktada orada o insanlarla birlikte olmanın iyi olabileceğini düşündük ve aileleriyle hoş vakit geçirebileceklerini şehirdeki alışkanlıklarını devam ettirebilecekleri bir yer kurduk. Sonraki yıllarda konaklama ihtiyacını gördük. Moonbeach’e marketi, kuaförü, butiği, pilates salonu olan 40 odalı bir Hotel ilave ettik. Droplunge’lar ise güzel geçen yaz sezonunun devamı olarak çok efektif görünüyordu. Hem mevcut ekibi kullanabilecek hem de ağırladığımız misafirlerle yazdan yaza görüşmektense daha sık ağırlama fırsatı sunacaktık. Kartalakaya’dan Kaya ailesinden gelen teklifi değerlendirdik. Buraya geldik ve 6. yılımızdayız. Ruby ise İstanbul da büyük bir eksiklik ve ihtiyac olan restaurant ve club ihtiyacının açığını kapatmak için büyük bir fırsattı.Hem bizim için hem de ülke için kritik olan herkesin çok riskli dediği bu işin altına girdik. Ve çok şükür henüz 5.ayında olmasına rağmen adından çokça söz ettiren, çok sık ziyaret edilen bir işletme haline geldik. Ruby; dekorasyonu, servis kalitesi, müziğiyle gerçekten çok büyük bir operasyon.
Çok yoğun bir iş yaşantınız ve mecburi olarak yoğun bir gece hayatınız var. Açıkçası günlük koşturmacanızı merak ediyoruz. Başarınızdan anlaşıldığı üzere yetişebiliyorsunuz ama bu tempoyu sizden dinlemek isteriz.
Evet gerçekten yoğun bir tempo ve sürekli işinizin başında olmanız gerekiyor. Abim ALİ ÜNAL ile iş bölümü yaptık. Ruby’de ki ortaklarımız Osman Baydar ve Çağın Keskin’in de eğlence sektörünü iyi bilmesi bizi rahatlatıyor bu bir, ikincisi ise gerçekten işimizi çok seviyoruz. Misafirlerin rahatı için çok çabalıyoruz. Bu sezonun ilk günlerinde gündüz Kartalkaya Droplounge’da gece Ruby’de çalıştığım çok gün oldu, işimize sahip çıkmak sorumluluğu olsa gerek bundan yakınmıyoruz.
Yakın gelecekte yeni konseptler yeni mekanlar var mı? Yabancı ülkelerden özellikle Ruby için istekler olduğunu duymuştum. Yurtdışına açılma düşünceniz var mı yakın gelecek için konuşacak olursak?
Evet İspanya , Bulgaristan, Dubai, Belgrad, Londra’dan teklifler var bunları değerlendiriyoruz. Ülkemizi gastronomi olarak yurtdışında biz de temsil etmek istiyoruz. Büyük bir iştahımız var bu konuda ama ince eleyip sık dokuyoruz. Bazı noktalara kadar geldik karar verme aşamasındayız diyebilirim.
Son olarak Bosslife Dergi ekibine ve okurlarına neler söylemek istersiniz?
Öncelikle sizin içinde 2018 yılının hepimiz hem sektörler için başarılı geçmesini hem de ülkemizdeki huzurun devam etmesini diliyorum. Sizlere de iyi bir yıl ve başarılarınızın devamını dilerken bana bu fırsatı sunduğunuz için çok teşekkür ediyorum.
Kaynak: Boss Life Dergi
