Bu ay sevgili dostum, çok yetenekli müzisyen Yunus Emre Saltan ile sizler için hem sohbet ettik hem de fotoğraflar çektik.
Müziğin hayatındaki yeri nedir ve nasıl müzik hayatına giriş yaptın? Seni müziğe iten ne oldu ?
-Küçük yaşlardan beri müzikle yatıp müzikle kalkan biriyim. Çevremde hep dikkat çekmiştir bu durum. 2-3 yaşlarında müzik kanallarına takılıp kanal değiştirilince ağlayan bir çocukmuşum. Sonrasını hatırlar gibiyim tencere tavaları yan yana dizerek elimde çubuklarla ses çıkarma çabalarım ardından gerçek bir enstürmanla çok geçmeden tanıştım. Daha dün gibi beş yaşımda babama bir müzik marketin önünden geçerken zorla aldırdığım gitarla başladı bu serüven. Müzik hayatına giriş yapmak demeyelim buna, hayata müzik yapmak için geldiğimi düşünüyorum. Bu da demek oluyor ki hayatımın müzik içindeki yeri nedir? Cevabı sizlere kalmış.
Profesyonel anlamda adım atmaya nasıl karar verdin? Tedirgin olduğun noktalar oldu mu?
-Lise dönemlerimde bir müzik grubum vardı. Birbirinden yetenekli müzisyen arkadaşlarımla o dönemlerde kendi bestelerimizden oluşan bir demo kaydederek bir şeylere karar vermiş olduk. Birçok kez sahne aldık ve ciddi bir dinleyici kitlesi oluşturduk. Sonrasında birlikte aldığımız kararlarla ayrıldık ve her birimiz bireysel çalışmalar yapmaya başladık. O yaşlardan beri beste yaparım. Ankara’da yaşadığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Çok değerli müzisyen abilerim vardı yanımda, bana çok şey kattılar. Bu birikimlerin verdiği güçle attım sonrasındaki adımlarımı. Etrafında seni seven ve değer veren insanlar olduğunu görünce tedirginlik olmuyor bence.
Sahneye ilk defa çıktığın an neler hissettin?
-ilk çıktığımda neler hissettiğimi hatırlamıyorum ama her çıktığımda içimde çocuksu bir heyecan oluşuyor. Özellikle anlatılamayacak kadar muhteşem duygular hissettiğim bir sahne vardı ki üzerinde hayranlık duyduğum birçok sanatçının ayak izini barındıran bir yer. Bu hisleri ifade eden kelimelerin varlığına inanmıyorum. Sahne çok başka bir şey. Hasta olursun, üzgün olursun, mutlu olursun, aşık olursun, acı çekersin ve paylaşacak bir dosta ihtiyacın olur. Benim her sahnemde yüzlerce dostum var, hislerimi onlarla paylaşıyorum. Bunu ifade edebilecek bir kelime var mı?
Sahneye dair bir totemin var mı?
-Sahne öncesi ekibimle yan yana olmak en büyük totemim. Onların enerjisine çok inanıyorum. Birine ya da birilerine sırtını dönmek için gerçekten güveniyor olman gerek. Ben her birine o kadar çok güveniyorum ki gözümün içine bakmadan benim ne istediğimi anlayabilen muhteşem insanlar.
İlk single çalışmandan bahseder misin?
-Bir süredir kafamda böyle bir düşünce vardı eş zamanlı olarak çevremden bu konuda gelen talepleri daha fazla geri çeviremedim. Elimde birçok bestem vardı ama beni en iyi ifade edecek olanı ben seçemezdim. Bu konuda uzun yıllardır tanıdığım bana bu yolda büyük destek olan müzikal düşüncelerine inanılmaz önem verdiğim sevgili aranjörüm Günhan Erengöl’ün kapısını çaldım. “Sensiz Olmaz” isimli parçamı seçti. Aranje aşamasında ve kayıtlar sırasında her yaptığı işte olduğu gibi titiz bir çalışma yaptı. Emeği geçen tüm müzisyenlerle benimde dostluk ilişkilerim oluştu. Son haliyle şarkımı elime aldığımda İstanbul yolları göründü ufukta. Yaptığımız işin samimiyetini taşıyabilecek bir şirketle anlaşmam gerektiğini düşündüm ve bir çok görüşme sonunda yaptığı işlerle adından sıkça söz ettiren bir yapım şirketiyle el sıkıştık. Ardından Türkiye’nin en genç ve en başarılı menajerlerinden biriyle yollarımız kesişti; Ahmet Can Tekin ile iş sebebiyle başlayan yolculuğumuz dostluk bağıyla güçlenerek devam ediyor aynı zamanda ilk klibimin yönetmenliğini üstlenen dostumla birçok konsere imza attık. Ardından gelen tebrikler ve ödüllerle edindiğim tecrübeleri taçlandırdım.
Hangi duygunun hakimiyetinde bu parça ortaya çıktı?
-Yaptığım bütün işler hislerimi ortaya koyuyor, bu parçada bir aşk hikayesi anlatıyo bilindiği üzere. Aşk konusunda kendini iyi ifade edebilen biri olduğumu düşünmüyorum, kendimi ifade edebilmek için şarkılar yazıyorum, söylüyorum.
önümüzde ki dönemde yeni bir single çalışması düşünülüyor mu ?
-Uzun bir ara oldu aslına bakarsan bu süreç içerisinde boş durmadık tabii ki. Çok yakın bir zamanda söz ve müziği Selçuk Buğra Baygül’e ait aranjörlüğünü Günhan Erengöl’ün yaptığı “Son Kez” isimli yeni bir single geliyor. Klip çekimlerini geçtiğimiz yaz tamamladık yönetmenliğini Eren Ulucan’ın yaptığı, görüntü yönetmenliğini senin yaptığın klipte hepimizin yakından tanıdığı Cantuğ Turay ve Begüm Topçu Turay oyunculuklarıyla eşlik ettiler. Daha fazla detay vermeyelim biraz merak edilsin. (Gülüşmeler)
Besteler sana ait diye biliyoruz, nelerden esinlenerek yazıyorsunuz ? Yazmak sana zor olmasa gerek…
-Çevremdeki her şeyden esinlenebiliyorum. Belki bir olay, belki izlediğim filmdeki bir karakter, toplumsal olaylar, her şeyi yazıyorum ben. Benim yazdıklarımdan çok dinleyicinin ne anladığı nasıl anlamlandırdığı önemli. Onların hissettikleriyle tamamlanıyor aslında yapılan iş. Dediğim gibi bu kendimi ifade edebildiğim tek şey. Tüm dertlerimi bu yolla aktarıyorum karşıya. Sadece kendi yazdığım şarkılarla sınırlandırmıyorum artık. Yeni çıkacak olan single albümümdeki şarkı çok sevdiğim bir kardeşime ait. Onun hislerine o kadar yakından şahit oluyorum ki, bende yazsam aynı sözleri yazardım, aynı müziği yapardım.
Dinleyiciler sana ne ifade etmektedir?
-Dinleyen herkes benim dostum. Onlar benim tüm hislerimi paylaşıyorlar. Ben de onların hislerine ortak oluyorum ki beni dinliyorlar. Sahnede şarkılarımı benimle birlikte söyleyen ciddi bir kitle görüyorum ve hepsi benim hissettiklerimi hissediyor, görebiliyorum gözlerinde. Bu nedenle gerek aranje konusunda gerek klip konusunda duyguları düşünceleri karşıya tam anlamıyla ifade edebilecek bir ekiple çalışıyorum. Gözünden bir damla yaş akarken gülümseyen çok kişiyi görüyorum sahnedeyken. Çektiğimiz acılara bir parça tebessümle bakabiliyorsak bende buna sebep olacak bir şeyler yapabiliyorsam bundan daha güzel ne olabilir ki?
İdol olarak gördüğün, örnek aldığın bir sanatçı var mıdır?
– Bir kişiyi idol olarak görmek onu taklit etmekten öteye gitmez diye düşünüyorum. Ben tüm büyüklerimin kendime yakın olan yanlarını örnek alıp üzerine bir şeyler katmaya çalışıyorum. Bu sayede hem kendim oluyorum hem de farkında olmadığım birçok şeyi kendime katma imkanı buluyorum.
Müziksiz asla diyenlerden misin?
– Kendini ifade etmeden yaşayabilir misin? sorusuna verilebilecek cevap asla olur ya, bu da tıpkı onun gibi. Müziksiz asla diyorum. Günün 24 saatinde, hayatımda müzik var olmadan yaşayamam. Evren var olduğundan beri herkesin hayatında olan bir şeyi kim hiçe sayabilir ki?
Son olarak; Müzik piyasasına dair son dönemde ki gelişmeler adına söylemek istediklerin nelerdir? Yaşanan olumsuz olaylar karşısında müziği ayakta tutabilmek adına ne yapılmalıdır ?
-Müzik piyasası her geçen gün özenle yapılan bir çok işle gücüne güç katıyor. Ülke olarak çok önemli değerlere sahibiz. Dönem dönem değil her dönem sahip çıkmalıyız. Müzik piyasası teknolojinin getirmiş olduğu yeniliklere uyum sağlama sürecinde özellikle yapım şirketlerine ve sanatçılara ciddi destek olmak gerekiyor. Ülkemiz son dönemlerde ne yazık ki acı günler yaşıyor, terör olayları hepimizin içini acıtıyor. Devletimizin bizim can güvenliğimizi sağlamak için mecburen aldığı tedbirlerden dolayı konser sayılarımız azaldı. Bizler tek bir şarkıyı kaydetmek ve sizlere ulaştırmak için çok büyük çaba sarf ediyoruz. Buna devam edebilmemiz için ve sizlere daha kaliteli işler sunabilmek için hepimizin desteğe ihtiyacı var. CD almıyorsanız bile akıllı telefonlarımıza kolaylıkla indirebileceğimiz yasal dijital platformlardan albümlerimizi şarkılarımızı satın alıp dinlerseniz yapacağımız işlerde bizlere büyük katkı sağlamış olursunuz. Biz güçlü bir ülkeyiz her geçen gün daha da güçleniyoruz korkmuyoruz el ele verip her türlü sıkıntıyı aşacağız.