Dünya hızla değişiyor ve bu değişim ile birlikte ihtiyaçlarımız da değişim göstermeye başlıyor. İşte bu nedenle yeni pozisyonlara, yeni hizmetlere ve haliyle yeni mesleklere daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Bundan
20 yıl öncesine göre dünya artık çok farklı bir yer, aynı şekilde 20 yıl sonra da farklı olmayı sürdürecek.
Geleceğin ekonomisi, geleceğin teknolojisi, geleceğin iş dünyası, geleceğin sosyal yaşamı gibi konular üzerine çalışan World Economic Forum (WEF), düzenli aralıklarla “İşlerin Geleceği” başlıklı öngörü raporlarını paylaşıyor. Sonuncusu Eylül 2018’de yayımlanan rapor, 150 sayfalık geniş kapsamlı bir değerlendirme aslında. Öne çıkan başlıklarıyla ilgili bir özet hazırladım sizler için. Rapor, dünya genelinde farklı sektörlerde hizmet veren 313 şirketin yöneticilerinden toplanan yanıtların değerlendirilmesiyle oluşturulmuş. Bu şirketler, toplamda 15 milyondan fazla çalışanı temsil ediyor.
Robotlar ve Yapay Zekâ İşlerimizi Elimizden mi Alacak?
Akıl yürütme ve karar verme, koordinasyon, iş geliştirme, yönetim ve danışmanlık, iletişim ve etkileşim fonksiyonları daha yavaş “otomatize” olurlarken, teknik ve karmaşık faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, işle ilgili bilgileri arama ve bulma, bilgi ve veri işleme gibi fonksiyonlar neredeyse yarı yarıya bilgisayarlara teslim edilecek.
Yazar: Aybüke Yetim [email protected]
Rapordaki mevcut tahminler, önümüzdeki 4 yılda hali hazırda
var olan 1 milyona yakın işin yok olmasına karşılık, 1,74 milyon yeni işin ortaya çıkacağını söylüyor. Ayrıca 75 milyon tam zamanlı işin vardiyalı hale geleceği öngörülürken; insanlar, makineler ve algoritmalar arasındaki yeni iş bölümü 133 milyon yeni pozisyon yaratabilir. Bu raporda bulunmayan ama Japonya’nın liderliğini yaptığı Toplum 5,0 kavramının detaylarını öğrenmeniz, bu konuya biraz daha geniş açıdan bakmanıza katkıda bulunacaktır.
Şirketler, Hangi Alanlara Yatırım Yapacaklar?
Şirketlerin %85’i, 2022’ye kadar olan süreçte büyük veri analitiği üzerine yatırım yapacaklarını ifade etmiş. Bunun yanında makine öğrenimi, robotik, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, bulut teknolojileri ve nesnelerin interneti teknolojilerine de yatırım yapacakları öngörülüyor. Buna bir kişisel ekleme de benden gelsin: 5G’nin hayata geçmesi ve yaygınlaşmasıyla, “vücutların interneti” dönemi başlayacak ki tüm alışkanlıklarımızın nasıl değişeceğine esas o zaman şahit olacağız.
Büyük bir değişim daha kapıda:
Önümüzdeki yıllarda iş dünyasında fiziksel ofisler değerini yitirirken, uzaktan çalışan personel istihdamı popüler hale gelecek. Ayrıca şirketler, son yıllarda kalıcı personel istihdam etmek
yerine dışarıdan profesyonel danışmanlık hizmeti satın alma ya
da personeller ile geçici ve esnek ortaklıklar kurma fikrine daha sıcak bakıyor. Danışmanlık şirketi Morgan Stanley’in analizine göre ABD’de halen tüm çalışanların %35’i freelance olarak sürdürüyorlar işlerini. 2027 itibariyle bu oranın %50’yi geçeceğini öngörüyorlar.
İnsan Kaynakları Departmanının Gündemi Nasıl Şekillenecek? Yeni teknolojilerin yaptığımız işlere entegre olmasıyla birlikte işlerin yapılış biçimi de sürekli değişiyor. Önümüzdeki 4 yılda, şirketlerdeki çalışanların %35’inin, işlerindeki değişime göre yeteneklerini geliştirmek için 6 aya kadar ek eğitimlere ihtiyaç duyacağı belirtiliyor. Bu eğitimlerin büyük ölçüde, kullanılmaya başlanan yeni teknolojilere adaptasyon ekseninde şekilleneceğini söylemek mümkün.
• Yeni teknolojileri kullanma becerisine sahip kalıcı personeller işe alma
• Yapılan işleri otonom sistemlere devretme
• Mevcut çalışanlarını yeniden eğitme
• Mevcut çalışanlarından yeni beceriler kazanmasını bekleme
• Yeni teknolojileri kullanma becerisine sahip olmayan personeli işten çıkarma
Mesleklerin Dönüşümü
Son günlerin moda cümlesi; “Meslekler için insan yetiştirmeyelim, insanlara beceri kazandırmaya çabalayalım ve aktif öğrenme stratejilerini öğretelim.” Kısmen katılıyorum. Öte yandan teknolojiye bağlı gelişen; veri analistliği ve veri bilimciliği, yazılım ve uygulama geliştiriciliği, e-ticaret ve yeni pazarlama teknolojileri uzmanlığı gibi mesleklere talebin artacağı gün gibi ortada.
Ayrıca, iletişim becerilerinin öne çıktığı müşteri hizmetleri, satış ve pazarlama, eğitim ve gelişim, insan ve kültür, organizasyonel gelişim ve inovasyon yönetimi alanlarındaki iş hacmi genişleyecek ve daha fazla sayıda personele ihtiyaç duyulacak.
Raporda yer alan araştırmalar, önümüzdeki 4 yıl içinde yapay zekâ ve makine öğrenimi uzmanlığı, büyük veri uzmanlığı, süreç denetim uzmanlığı, bilgi güvenliği analistliği, kullanıcı deneyimi ve insan-makine etkileşimi tasarımcılığı, robotik mühendisliği ve blok zinciri uzmanlığı gibi yeni teknolojileri anlama ve bunları uygulamaya yönelik mesleklerin de ortaya çıkacağını söylüyor. Çalışanlar şimdi bile tüm hayatlarını tek bir işte çalışarak geçirmeyi beklemiyor. 2030’lara gelindiğinde, “ömür boyu tek meslek” kavramının yanı sıra “ömür boyu tek uzmanlık” kavramı da tarih kitaplarının sayfalarında yerini alacak gibi duruyor.
Y KUŞAĞINA GÖRE GELECEĞİN SEKTÖRÜ HANGİSİ?
Deloitte tarafından yapılan Y Kuşağı Araştırması’na göre Y kuşağı teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektörlerini esnek, eğlenceli ve cazip buluyor. Yenilikçiliğinden ve hızından ötürü de geleceğin sektörü olduğuna inanıyor. Türkiye’deki Y kuşağının yüzde 50’si büyük ölçekli, global firmalara talep gösterirken, her yüzde 25’i ise kendi işini kurmak istiyor.
Y kuşağı araştırmasının Dünya ve Türkiye karşılaştırmasında ortaya çıkan sonuçlar şöyle:
Y Kuşağı’nın en çok tercih ettiği sektör Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT)
Y kuşağı öncelikli olarak çalışmak istediği sektörü TMT olarak belirtiyor (Global yüzde 46 – Türkiye yüzde 63). Türkiye’de sektör tercihi kadın – erkek arasında farklılık gösteriyor. Kadınların yüzde 58’si TMT’yi tercih ederken, erkeklerin yüzde 67’si TMT diyor. Türkiye’de TMT’nin ardından kadınlar için hizmet ve kamu sektörü geliyor. Erkekler için ise ikinci sırada enerji ve doğal kaynaklar sektörü yer alıyor. Türkiye’de en az rağbet gören sektör ise ulaştırma
ve dağıtım.
Y Kuşağı en çok büyük ölçekli global şirketlerde çalışmak istiyor Ancak ilginç nokta gelişmekte olan ülkelerdeki Y kuşağı gelişmiş ülkelerdeki gençlere kıyasla bunu çok daha fazla tercih ediyor. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde girişimci ruh iki kat daha fazla ön plana çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki Y kuşağı ya kendi işinin patronu olmak istiyor ya da global köklü firmada liderlik yolunda yürümek istiyor. Türkiye’deki Y kuşağının her iki kişisinden biri, büyük ölçekli, global firmalara talep gösteriyor. Her 4 kişiden biri de kendi işini kurmak istiyor.
Y Kuşağına göre gerçek lider stratejik düşünen, ilham veren, vizyoner ve iletişim becerileri kuvvetli olan kişi Türkiye’de ise stratejik düşünmenin yanı sıra kararlılık, demokratik yaklaşım, inovasyon ve hitabet gücü de ön plana çıkıyor. Y Kuşağı’na göre bir kurumu çalışanlarına karşı davranışı lider yapar. Y Kuşağının bir kurumu lider olarak tanımlamasında en belirleyici özelliği kurumun çalışanlarına karşı davranışı (eğitim ve kariyer fırsatları) oluşturuyor. Daha sonra ise yenilikçi olması (yenilikçi ürün ve hizmetler sunması), kurumun topluma sağladığı katkı ve finansal başarı geliyor.
Liderler beklentiyi karşılamakta zorlanıyor
Hem günümüz liderleri hem de Y Kuşağı (eğer onlar lider
olsaydı) için organizasyonların geleceğini garanti altına almak ve verimlilik öncelik taşıyor. Ancak Y Kuşağı mevcut liderlerin kâr
ve kişisel gelirlere daha fazla öncelik verdiğini düşünüyor. Diğer yandan kendileri lider olsalar insan faktörüne (çalışanların refahı, gelişimi) daha çok önem vereceklerini belirtiyor. Bu da lider kurum tanımlarıyla örtüşüyor.
Her iki kişiden biri lider olmak istiyor
Hem globalde (yüzde 53) hem de Türkiye’de (yüzde 55) her iki Y Kuşağından biri lider olmak istiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki Y Kuşağı (yüzde 65) gelişmiş ülkelerdeki Y Kuşağına (yüzde 33) göre liderlik pozisyonu ile daha çok ilgileniyor.
Deloitte Türkiye Strateji, İş Geliştirme ve Pazarlama Lideri Uğur Süel ise “Bu yıl dördüncüsünü yaptığımız araştırmanın en çarpıcı
bulgusu, Y Kuşağı içerisinde farklı sektör tercihleri olsa da; bu kuşağın öncelikli tercihinin TMT olması. Çünkü Y Kuşağı bu sektörü eğlenceli buluyor; bu sektörle yenilikçiliği, esnekliği, inisiyatif kullanabilmeyi eşleştiriyor; bu sektörün kariyer gelişimine katkı sağlayacağına ve buna bağlı olarak da merdivenleri hızla çıkacağına inanıyor. Türkiye’deki Y kuşağının her iki kişisinden biri, bu kriterlere sahip olduklarını düşündükleri için büyük ölçekli, global firmalara talep gösteriyor. Her 4 kişiden biri de kendi işini kurmak istiyor. Y Kuşağına göre tüm bu tercihlerle ilişkili
lider tanımı, stratejik düşünme, yenilikçi olma ve yeni fikirleri destekleme, ilham verme, esnek olma ve iyi iletişim kurma gibi özellikleri içeriyor. Bu tanımdan da anlaşılıyor ki, iş dünyasının, kurumlarını Y kuşağına daha cazip hale getirebilmek için yeni fikirlere açık olmaya, inisiyatif kullanmayı ve esnekliği destekleyen bir kültür yaratmaya ve Y kuşağının kariyer gelişimine fırsat tanımaya ihtiyacı var” diyor.
Kaynak:Boss Life Dergi