GELECEĞİN EKOLOJİK VE TEKNOLOJİK KENTLERİ

Yazar: Aybüke Yetim
[email protected]

Ekoloji ve teknoloji birbirine zıt kavramlar olarak görülmektedir. Ekoloji doğal ortamı, teknoloji ise yapay ortamı ifade etmektedir. Ekolojik planlamada eko-köyler, eko-kentler planlanıp, gerçekleştirilirken; teknolojik planlamada ise tekno-kentler, akıllı kentler, akıllı konutlar tasarlanmaktadır. Ancak her ikisi de içe kapalı, ayrı sistemlerdir. Eko-köy uygulamalarında elektrik, enerji, otomobil kullanımı ve günlük yaşantıda kullanılan
teknoloji göz ardı edilmekte, doğa ve tarımla iç içe sosyal topluluklar ön plana çıkmaktadır. Teknokent veya akıllı kent uygulamalarında ise bilgi teknolojileri, akıllı donanımlar, bilgi işleme, üretme ve iletme önemli olmakta, yüksek enerji tüketimiyle çevreyle ilgili boyut hiç akla gelmemektedir. Karşıt gibi görülen bu iki kavram (çevrebilim teknoloji) eko- tek kavramında uyum içinde bir araya gelerek, teknolojiden yararlanan sürdürülebilir kentler için kullanılmaktadır.

Ekoloji ve teknoloji birleşerek mekâna eko tek kentler olarak yansır. Böylelikle geleceğin doğa ile uyumlu eko- kentine ekonomik olarak etkin, sosyal uyum içindeki ileri teknoloji kenti eklenince alternatif bir kent yaklaşımı, yeni ve sürdürülebilir bir kent vizyonu ortaya çıkmaktadır.
20. yüzyılda sürdürülebilir kentsel kalkınmada bilgi ve
bu bilginin transferi için ayrı ayrı teknolojiler söz konusu iken, 21. yüzyılda bu teknolojilerin entegre olmasıyla kentsel kalkınma hızlanmaktadır. Böyle bir anlayış ile kentsel ekonomi verimli hale gelirken, bilgi düzeyi yüksek ve birbirine bağlı bir toplum ortaya çıkmakta ve kentsel kaynakların yönetimi de gelişmektedir.

EKOLOJİK VE TEKNOLOJİK KENTLER

Bugün dünyada “eko-tek”, alternatif enerji kaynaklarıyla çalışan teknolojik ekipman ve aletleri simgeleyen endüstriyel tasarım ürünlerini ifade etmektedir. Slessor, “Sürdürülebilir Mimarlık ve Yüksek Teknoloji: Eko- Tek” kitabında eko-tek mimarlıktan sözetmiş ve tek bina ölçeğinde dünya örneklerine yer vermiştir.

Eko-tek kentin bugün tam bir örneği henüz yoktur. Dünyada ekolojiyi esas alan ekokentlerin sayısı fazla iken ekolojiyi ve teknolojiyi birlikte esas alan eko-tek kentler oldukça azdır. Henüz proje aşamasında veya uygulamaya

geçmeye çalışan çok az örnek bulunmaktadır. Türkiye’de
ise eko-tek kent kavramı henüz çok yenidir ve hiçbir uygulaması yoktur. Bu çalışma ile Türk kent planlamasına eko-tek kent kavramını dâhil etmek ve bu konuda şehir plancılarında farkındalığı arttırmak hedeflenmiştir.
Bugün sürdürülebilir kentler için pek çok açık ve yeşil
alana sahip bahçeşehirler, alternatif enerji kaynaklarının binalarda, kentsel hizmetlerde ve ulaşımda kullanıldığı enerjiyi etkin şehirler için geliştirilmiş modeller/kurallar mevcuttur. Bu modellerin en belirgin ortak sonuçları kentin bütünleşik (compact) olması ve fazla yeşil alana sahip olmasıdır. 21. yüzyılda ise bir kentin sürdürülebilirliği için yalnızca ‘bütünleşik’ ve yeşil alana sahip olması yeterli olmayıp, aynı zamanda ‘akıllı’ (smart) olması gereklidir. Bunun çözümü ise ekolojik ve teknolojik (eko-tek) kent planlama/tasarımındadır.

Eko-tek kent, küçük ölçekli, yerel koşullara göre şekillenmiş bir modeldir. Bu model, doğa öncelikli tasarım ile
ekolojik bilincin, katılımın ve paylaşımın arttırılmasını hedeflemektedir. Ayrıca bu modelde, yerel iklim, kültür

ve peyzaj ön plana alınarak, kısa vadede uygulanabilecek, tasarruflu ve ekonomik bir yatırım planlanmaktadır. Ekotek kentte çoklu kullanımı getirecek, uzaklığı azaltacak, esnekliği sağlayacak eko-teknolojiler kullanılır.

DÜNYA’DA EKOLOJİYİ VE TEKNOLOJİYİ ESAS ALAN KENTLER

Kanada’da Milton örneği proje aşamasında olup, ‘Milton’ kentinin gelişme alanında kurulacak eko-tek yerleşmelerden birisidir. ‘Waitakere’, Yeni Zelanda’da mevcut bir kenti
çoklu katılımla eko-tek eylem adını verdikleri kampanya

ile teknoloji ağırlıklı olarak dönüştürmeye çalışan bir örnektir. ‘Eco-Viikki’, Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinden Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye çok yakın, büyük bir kentin çeperinde, ona hizmet edecek şekilde tasarlanmış teknokentin bir parçasıdır. ‘Arcosanti’ bağımsız bir kent olup; ekolojik kentlere ABD’den önemli bir örnek olarak, günümüz koşullarına teknolojiyle ayak uyduran bir
başka yerleşmedir. Yine İskandinav ülkelerinden İsveç’te inşa edilmiş Malmö kentinin bir parçası olan ‘Bo01’
örneği ise Avrupa’nın en önemli sürdürülebilir yerleşim örneği olup; ekoloji teknoloji konusunda Milton projesi
ile yarışmaktadır. Integer projeleri ise daha esnek paket projeler olup her yerde inşa edilebilen örneklerdir. Bu yerleşimlerden sadece Milton ve Waitakere yerleşimlerinin isimlerinde eko-tek sıfatı bulunmaktadır. Ancak Eco-Viikki, Arcosanti, Bo01 ve Integer örneklerinde de “eko-tek” öğeler yeralmaktadır. Ekolojiyi ve teknolojiyi birlikte ele aldıkları, bu çalışmaların incelenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır.

Kanada’da, 45000 nüfuslu Milton kentinin batısında, mevcut alana bitişik olarak kurulacak Milton Eko-tek yerleşmesi, Niagara Şelaleleri’ne doğru, doğal zenginliği fazla olan bir alanda, konut, ticaret, idari ve barınma-çalışma işlevlerinin bir arada olduğu, yaklaşık 4000 nüfuslu kendi kendine yetecek bir geleceğin kenti tasarımıdır. ‘Milton’ Eko-tek yerleşmesinde proje aşamasının sonlarına gelinmiş, finansal destekler/mali konular üzerinde yoğunlaşılmış ve yatırım başlamıştır.

Yağmursuyu biriktirme havuzundan ortak bahçelerin sulamasında yararlanılmaktadır. Yeşil çatılı ticaret
merkezi, kütüphane, kreş gibi donatılar birbirine yeşil yolla bağlanmıştır. Dünyada, inşaatı bittiğinde tek olacak bu örnek temel prensipleriyle diğer küçük kentlere de emsal teşkil ederek; literatürde rastlanılan tek eko-tek proje örneği olacaktır.

Yeni Zelanda’da ‘Waitakere’ kenti ise, 1997’den bu yana çok katılımlı bir oluşum içine girmiştir. ‘Waitakere Eco-Tech ActionWETA’ ismini verdikleri kampanya kapsamında belediye başta olmak üzere diğer kamu kuruluşları, özel kuruluşlar, enstitüler ve sivil toplum örgütleri ile bir eylem planı ve bilgi ağı kurulmuştur. WETA- ‘sürdürülebilir geleceği destekler’ kentin sloganıdır.

Yönetişim, bilgi akışı, kamu katılımı, buluşçuluk ve altyapı gelişimi, bilgisayar dağıtımı, ekolojik sürdürülebilirlik gibi 14 adet çalışma grubu belirlenmiştir. Bu konularda bilgi

ağı içinde forumlar düzenlenmektedir. Waitakere kentinde oturanların tümünün bilgi ve iletişim teknolojilerini
(ICT) anlaması, erişmesi, katılması ve yararlanması,
bu teknolojilerin ekolojik açıdan sürdürülebilir iş ve yaşam kalitesi için kullanılması, kampanya vizyonunu oluşturmaktadır. Hedefleri ise oturanların, şirketlerin

ve belediyenin ICT’nin rolünü anlayarak işte ve evde verimli kullanmaları, bilgiyi üretmek ve paylaşmak, ICT’yi kentin ekonomik, çevresel, sosyal ve politik geleceği için geliştirmektir.

DEĞERLENDİRME

Kentlerde yığılan nüfus sonucu kentleşme, barınma gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Aynı zamanda insan kaynaklı CO2 ve diğer zararlı gazların üretimi, esas olarak kentleşmenin bir sonucudur. Ancak emisyon düzeyleri, iklim, arazi kullanım biçimi, yoğunluk ve yaşam tarzı gibi birçok faktöre de bağlıdır. CO2 ve diğer zararlı gazların emisyonlarının artmasıyla 2050 yılında 1o C den fazla küresel ısınma beklenmektedir. Kentler ise bu durumun ana kaynağını teşkil edecektir. Kentler, sürekli değişim içinde olan, dinamik, biyotik ve abiyotik unsurlarla bütünleşebilen organik sistemlerdir. Bu sistemin (kentsel metabolizmanın) canlı kalabilmesi için kentsel tasarım ve planlama vizyonunda değişikliklere ihtiyaç vardır. Bu yeni planlama/ tasarım vizyonunda kentlerin doğa ve bulundukları çevre ile uyumlu bir bütünlük oluşturması sağlanmalıdır.

Kaynak :Boss Life Dergi