“Ben Nesli” kavramınını ilk defa psikolog Dr. Jean Twenge kullanmış. Dr. Twenge; 1970 ile 1995 arası doğan, kendine çok güvenen ve kendini merkezde tutan kişilere “Ben Nesli” diyor. Konu ile ilgili bir de kitap yazan Twenge, kitabında savunduğu kavramları örneklerle ve istatistiklerle besliyor. Şunu da eklemeden geçemeyeceğim, Dr. Jean Twenge de bir “Ben Nesli” mensubu.
Kitap ülkemizde kitapseverlerle buluştuktan sonra büyük ilgi görse de bugün kitaba ulaşmak çok zor, baktığım sitelerin hepsinde “stokta yok” yazıyor, yazıdan sonra merak ederseniz sahaflardan kitaba ulaşabilirsiniz, bendeki kitabı veremem : )
Kitaptan net ve sarsıcı bir cümleyi paylaşarak konuya devam ediyorum.
“Ailelerimiz ve öğretmenlerimiz bize çok özel kişiler olduğumuzu söylediler, ancak yaşamın adil olmadığı gerçeğini atladılar”
Neşeli geçen bir çocukluğun ardından, ebeveynlerinden daha az para kazanabilmek için daha çok çalışmak zorunda kalan kişilerin dramını anlatan kitap, insanların babalarından çok yaşadıkları çağa benzediklerini ortaya koyuyor.
Dr. Twenge, 70’lerden sonra doğumların tesadüfen olmadığını, doğum kontrol yöntemleri ile ailelerin istediği zaman, istediği kadar çocuk sahibi olduklarını ve bu durumun da çocukları birer “proje çocuk” yaptığını söylüyor. Ailelerinin hassas yaklaşımı ile kendilerini özel ve ailenin merkezinde hisseden çocuklar gerçek dünya ile karşı karşıya kaldıklarında duvara çarpıyorlar. Ailelerinin koruma alanından çıkan çocuklar hayal ettikleri dünyadan daha acımasız bir dünya ile karşılaşıyorlar.
Yazar kitabında “Ben Nesli”nin 1970’lerden itibaren geldiğini söylese de bence ülkemizdeki “Ben Nesli”nin oluşumu 1983 yılında Özal iktidarı ile başlıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın 1983 yılında tek başına iktidar olması ile başlayan değişim süreci ile eski günlere göre bir nebze rahatlayan insanlar ülkemizdeki kendini özel zanneden çocukları dünyaya getirmeye başladılar.
Dr. Twenge 1995 ve sonrasında doğan kişilere de i-Nesli diyor, yarın da bunu yazacağım.