Cambridge Analytica Türkiye’de mi?

Onur Alp Öztürk

[email protected]

Cambridge Analytica; seçmen davranışlarını değiştirmek isteyen siyasi partilere, hizmet sunmayı amaçlayan bir şirket. Ve bu şirket Londra’da kurulmuş. Geçtiğimiz günlerde şirket kapandı haberleri çıksa da Türkiye’de kimlerle çalıştığı kanıtlanabilmiş değil. Buraya kadar her şey normal fakat işin ilginç tarafı, oyları ve seçmen davranışları izleyebilen ve ona göre reklam, argüman, video gibi görselleri internet tüketicisine sunan bir algoritmanın var oluşu. Bu algoritma seçimlerimizi ve oylarımızı etkiliyor. Bir bakıma bir ülkenin kaderi ile oynuyor. Korkutucu olan tarafı ise seçmeni çok iyi tanıyabilmesi. İşte bu yazımda, Cambridge Analytica adlı şirketin Türkiye’de olan varlığının daha derin araştırılması ve kafalarda bazı soru işaretlerinin oluşabilmesi için bu konuya azami özen gösterdim.

Alexander Nix, Cambridge Analytica’nın eski CEO’su ve seçim departmanına liderlik ediyor. Davranışsal araştırma ve stratejik iletişim danışmanlığı ve Stratejik İletişim Laboratuvarları Grubu’nun eski direktörü. Gizli bir çekimde gazetecinin ağına düşüyor ve danışmanlık almak için ülkelerde neler yaptığını milyonlarca insanın izleyeceğini bilmeden açık ediyor. İtiraf gibi konuşmanın içeriğine gelecek olursak; Her mecraya yaydık, büyüyüp yayılmasını izledik. Kimsenin ‘propaganda’ olduğunu düşünmemesi lazım, çünkü propaganda diye düşündüğünüz anda bir sonraki soru; arkasında kim var? Sorusu olacaktır.

‘’Yaptığımız kişilere özel enformasyonu internetin akışına bırakıyoruz sonrada büyümesini izliyoruz’’ diyor. Tüm bunlar sosyal medya gruplarına ve sayfalarına giriyor. Büyüyor hem de bir noktaya ait olmadan. İzi de sürülemiyor. Bunun gibi taktikleri Hindistan, Kenya, Sudan, İngiltere (Brexit) ABD (Trump) gibi ülkelerde seçimlerin karakteristiği üzerinde oynamışlar. Tamam belki %20 %40 yapılamıyor ama %49’u %51’e çıkarabilmişler.

Şimdi gelelim Cambridge Analytica başkanı Steve Bannon’a

Şimdi gelelim Cambridge Analytica başkanı Steve Bannon’a. Yeni kurduğu aşırı sağcı “The Movement” hareketiyle Boris Jonhson, Salvini gibi liderlere destek veriyor. Ve İtalya’da okul kurmuş. Okulda 20’den fazla sosyolojik veri bilimci akademisyen mevcut. Tehlikeyi görebiliyor musunuz? Eğer önemsemiyor, bizde olmaz diye endişe duymuyorsanız, yanılıyorsunuz. Bir uygulama kullanılarak toplum mühendisliği yapılabilir mi? Elbette yapılabilir.

Bu virüs Türkiye’de de var. SCL Group adı altında ofisleri bile mevcuttu. 5 Sene boyunca Antalya’da ikamet etmişler.

Bu şirket ile kimler çalıştı nasıl çalıştı soruşturulması lazım. Bu konuda devletimizin bazı araştırmalar yaptığını biliyorum.

Tekrar konuya dönecek olursak, bu algoritmanın asıl hedefi ikna edilebilirleri bulmak. Bu algoritma herkesi hedeflemiyor. İkna edilebilirleri buluyor. Nasıl buluyor? Facebook herhangi profili kapalı olsa dahi 70 like ile cinsini, ırkını siyasi görüşünü hiç hesabın içine bile bakmadan % 85 doğruluk payı ile tahmin edebiliyor. 150 like ile iş arkadaşlarından, 300 like ile ailesinden 400 like ile eşinden daha iyi tanıyabiliyor. 50 milyon insan modelleniyor. Modellenenlerden 178000 tip insan çıkarılıyor. Hangi ülkenin hangi bölgesinde araştırma yapılacaksa o ülkenin değerleri ve hassasiyetler üzerinden etkilenebilecek siyasi reklamlar %85 doğrulukta kişiye özel versiyonlar gönderilebilmesi mümkün hale geliyor. Mesela Brexit konusunda ikna edilebilir kesime ki bu sayıca çok fazla bir kesime hitap ediyor İngiltere’de, bu kişilere göçmen fobisi aşılanıyor. Bu sayede başarılamaz denilen başarılmış oluyor.

Sonuç; Bu şirketlere her gün yenisi ekleniyor. Ellerindeki analizler ise ortalığa saçılmış durumda. Youtube, Google, Facebook gibi ultra sermayeli şirketler Hindistan’da bile internetin olmadığı yerlere bedava girilebilen internet bağışladılar. O bağışlar ülkedeki seçimleri tamamen değiştirdi. Bedava girilebilen Facebook haberleri üzerinden hem de yalan yanlış görseller ile. Daha önemlisi, okurken eminim ülkemizde aklınızdan geçmiştir. Türkiye gelecekte bu durumun neresinde olacak ve seçmen karakteristiği sosyal medyada çıkan her habere inanacak mı? Ya da haberi görmezden mi gelecek? İzleyip göreceğiz.

Onur Alp Öztürk

Diğer Teknoloji Haberlerimizi Okumak İçin Tıklayınız!

.