Sosyal medyada içerikleri üreten ve tüketenler aynı kişilerdir. Web 2.0 teknolojisi ile birlikte “sadece tüketici”den “üretebilen tüketici”ler haline gelen kişiler internette yorumlarını ve görüşlerini paylaşabilen kullanıcılar haline geldiler. Medyanın ve kullanıcının sosyalleşmesi çift yönlü bir bilgi trafiğinin doğmasına neden oldu.
Tüketici 2.0 denilen bu insanlar, aynı anda hareket ederlerse istedikleri konularda bir markayı kötüleyebilir veya göklere çıkartabilirler. Tüketici 2.0 kavramı öne çıktıktan sonra markalar topluluk yöneticisi ismi verilen konuma önem vermeye çalıştılar çünkü üreten tüketiciler ile ilgilenen ve onların olumlu içerik üretmeleri için yol gösterecek birisine ihtiyaç duydular. Markalar artık dijital mecralarda diyaloğun önemini kavrasalar da siyasetçiler hala iletişimlerini monolog yani tek yönlü olarak sürdürüyorlar. Bu değişime ayak uydurmayanların ne kadar zarar gördüğüne yakın şahitlik etmiş birisi olarak siyasetçilerin de artık geç olmadan dijital diyaloğa önem vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Üreten tüketici kavramını Üçüncü Dalga isimli kitabında kullanan Alvin Toffler bu öngörüyü 1980 yılında yapmış. Toffler, birinci dalgayı tanımlarken herkesin kendi ürettiği şeyleri veya avladığını tükettiğini söylüyor. Yazar, bu kişiler başkası için üretmediklerinden veya başkasının yaptıklarını tüketmediklerinden ne üretici ne de tüketici değildir diyor. İkinci dalgadan bahsederken sanayi devrimi ile üretim artmış, insanlar fabrikalarda çalışmış sonra da aldıkları paraları başka fabrika ürünlerine vermişlerdir diyor. İkinci dalga ile günümüzde kullanılan üretici ve tüketici kavramları net olarak ortaya çıkmıştır. Bu dalgada artık bir ürün kullanım için değil birisi satın alsın diye üretilmeye başlanmıştır. Üçüncü dalgada ise üreten tüketicinin değeri artmıştır.
Prosumer tanımı producer (üretici) ile consumer (tüketici) kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiştir. Toffler bu tanımı yaparken bugünleri doğru analiz ettiğini de bize gösteriyor. 3D yazıcılar, kişiselleştirilmiş üretim, home office çalışma gibi durumları 40 yıl öncesinden bize söylüyor. “Fabrika yapar müşteri alır” veya “televizyon ve gazete konuşur müşteri dinler” durumu üçüncü dalga ile “müşteri konuşur ve firma bunu dinlemek zorundadır” haline dönüştü.
Sosyal medya bol şeritli çift yönlü bir otobandır, çıkmaz sokağa çevirirseniz siz zarar görürsünüz. İnsanları dinleyen ve buna uygun çözümler geliştiren kazanır, bu yüzden dün bahsettiğim 80/20 kuralını uygulayabilirsiniz. 20 konuşun, 80 dinleyin.
Etrafımızı sarıverecek,
Bir boşluk ki asla bitmeyecek,
Her şey bir anda anlamsız gelecek,
İşte biz o gün tükeneceğiz.
Sosyal medya ile etrafımızı sarıveren anlamsız boşluk yüzünden her şey artık anlamsız geliyor, işte biz bu yüzden tükendik. Önceden paylaşmak dünyanın en güzel şeyiydi şimdiyse biz “paylaşım ekonomisi”nden bahsediyoruz. Kendimize vakit ayırmak yerine başkaları ne yapmış diye etrafımızı sarıveren bu anlamsız boşluğa doğru bakıyoruz. Biz çoktan tükendik Sezen abla, hem de üretemeden…