8. Uludağ Ekonomi Zirvesi

Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından bu yıl 8’ncisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi başladı. Zirve’nin açılış konuşmaları Capital, Ekonomist ve Start Up Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş, Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız ve DOW Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kamu İlişkileri Direktörü Howard Chase tarafından yapıldı.

Garenta’nın ana sponsorluğunda gerçekleşen 8. Uludağ Ekonomi Zirvesi, açılış konuşmaları ve “Enerjide Yeni Dengeler” oturumuyla başladı.

Zirve açılış konuşmasını yapan M. Rauf Ateş, zirveye bir çok ülkeden katılım olduğunu belirterek, tüm katılımcılara, sponsorlara ve emeği geçenlere

teşekkürlerini iletti. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

Dijital Markalara Yatırım

Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız, zirvenin ilk günden bu yana ana sponsorluğunu yapmaktan duydukları memnuniyeti belirterek, içinde bulundukları otomotiv sektörüyle ilgili bilgiler verdi; araç ve yolculuk paylaşımının faydalarını anlattı. Bu tip dijital uygulamalara yatırım yaptıklarını aktaran Ayyıldız, geliştirdikleri dijital markalarla ilgili bilgi verdi. “Bu sektörün kurallarını yeniden yazmak istiyoruz” diyen Ayyıldız, “ikinciyeni.com websitesi

üzerinden müşteriler 77 bin aracı görmeden satın aldılar” dedi.

Dijital Dönüşüm Zihniyet Dönüşümünü de Gerektiriyor DOW Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kamu İlişkileri Direktörü Howard Chase, iş dünyası ve hükümetler arasında diyaloğun geliştirilmesi gerektiğini söyleyerek
bu şekilde başarının artacağını ifade etti. Dijital dönüşüm sayesinde ortaya çıkan yeni fırsatlara dikkat çeken Chase, bu değişimin zihniyet değişimiyle birlikte geliştiğini anlatarak, asıl büyük zorluğun da bu konuda ortaya çıktığını anlattı. Küresel ısınma, ormanların yok olması gibi konularda sorunların yaşandığını söyleyen Chase, Türkiye’nin bu sorunların üstesinden gelinmesi için çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti.

Zirve’nin ilk oturumunda, enerjide yeni dengeler tartışıldı SOCAR Türkiye sponsorluğunda gerçekleşen ‘Enerjide Yeni Dengeler” oturumunda dünya enerji sektörünün geçirdiği köklü dönüşüm, teknolojik ve çevresel dinamikler tartışıldı. Panelde birçok enerji tüketicisi ve tedarikçisi arasında stratejik bir konumda bulunan Türkiye’de ve dünyadaki güncel gelişmeler masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Engie Enerji Türkiye Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Mithat Rende’nin yaptığı panele Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü ve STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter katıldı. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

Petrolle birlikte yaşamaya devam edeceğiz Panelde ilk konuşmayı yapan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol dünyada özellikle elektrikli arabaların üretilmesiyle birlikte “Petrolün sonuna mı geldik” sorusunun sorulmaya başladığını ama bu iki konunun birbiriyle ilgisinin bulunmadığını belirtti. Dünyada petrol tüketiminin çok büyük bir bölümününün petrokimya, taşımacılık ve havacılık sektörlerinde olduğunu söyleyen Birol, petrokimya sektörünün hayatımızın içinde pek çok alanda bulunduğunu anlattı. “En azından birkaç on yıl daha petrolle birlikte yaşayacağız” diyen Birol, doğalgazda da Türkiye’nin önünde büyük fırsatlar olduğunu söyledi. Birol, yenilenebilir enerji konusunda yatırımların artırılması gerektiğini ifade ederek, sürdürülebilir bir finansman oluşturulabilirse bu sayede enerji güvenliğimiz ve cari açığımızın da azalacağını söyledi. Türkiye’de Enerji Arzı Sorunu Yok Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü ise, Türkiye’de enerji arz güvenliğinin çok başarılı bir biçimde özel sektöre devrinin gerçekleştiğini belirterek, bu sektöre 110 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ifade etti. Türkiye’de 90 bin megawatt’a yakın bir arz bulunduğunu belirten Dördüncü, Türkiye’de bir enerji arzı sorunu olmadığını söyledi.

Dördüncü, Türkiye’de enerji şirketlerinin yabancı parayla finansman nedeniyle bilanço sıkıntısı yaşadıklarını belirterek sektörün liberalleşmesi ve rekabetin artırılmasıyla sorunların aşılabileceğini belirtti ve ilk olarak mevcut şirketlerin döviz cinsinden borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi ve yatırımcılar için cazip ortamın oluşturulmasını istedi. Yenilenebilir enerji kaynakları yetersiz STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter, Türkiye’deki büyümeyle birlikte birincil enerji tüketiminde de bir artış olduğunu ancak burada yenilenebilir enerji oranlarının yetersiz kaldığı ve fosil yakıt ithalatı yapıldığı için enerji sektöründe, dışardaki fiyat dalgalanmalarına açık kalındığını belirtti.

Türkiye’de yıllık 42 milyon ton akaryakıt ürünleri tüketiminin bulunduğunu söyleyen İlter, SOCAR Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlara yöneldiğini ifade etti. Star Rafineri’nin yıllık beş milyon ton dizel üretim yaparak ithalatı azalttığını aktaran İlter, petrokimya sektöründe de gelişim kaydettiklerini belirtti. “Enerjinin depolanması sorunu gelecekteki en önemli sorunlardan biri” diyen İlter, dünyanın 2050’lere kadar fosil yakıtları kullanmak durumunda olduğunu söyleyerek, emisyon kısıtlamaları ve enerji ihtiyacı arasında bir denge bulunması gerektiğini aktardı. “Türkiye’deki enerji piyasalarının en güçlü yönlerinden biri bulunduğumuz lokasyon” diyen İlter, döviz kurlarındaki oynaklık ve arge çalışmaları konusundaki isteksizliğimizin ise zayıf yanlarımız olduğunu ifade etti.

Garenta’nın ana sponsor; Dow, Türkiye İş Bankası ve Vodafone’un altın sponsor olduğu etkinlikte oturumlar, BASF Türkiye, Citibank, Ernst&Young, Facebook, Google, Halavet Gıda, Hepsiburada, HSBC, Netlog, Qatar Financial Centre, SOCAR Türkiye, THY, TBWA, TEB, UiPath, Ziraat Teknoloji tarafından destekleniyor. Zirve’nin diğer sponsorları ise Aktaş, Global Ports Holding, P&G, Sanko, Uludağ İçecek, DenizBank, Pegasus, Sistem9, TAV ve Doğan Enerji olarak sıralanıyor.

BASF Türkiye’nin sponsorluğunda gerçekleşen “Sürdürülebilirlik/ Amaçlı Şirketler” oturumunda, ekonomiye yön veren şirketlerin çevre ve toplum konularındaki tutumları masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Alternatif Bank CEO’su Kaan Gür’ün yaptığı panele Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Purpose kitabı yazarı Nikos Mourkogiannis, BASF Türk Genel Müdürü Rami Atikoğlu, KESK Kurucusu ve CEO’su Basima Abdulrahman ve P&G Türkiye CEO’su Tankut Turnaoğlu katıldı. Misyon, değerlerimiz ve marka özümüzü birleştirdik Panelde ilk konuşmayı yapan Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Sütaş’ın kurulduğu günden bu yana misyon, değerler ve marka özünü birleştirmiş bir şirket olduğunu belirterek, bunun içinde çevresel sürdürülebilirliğin hissedilebildiğini söyledi. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

BASF Türkiye’nin sponsorluğunda gerçekleşen “Sürdürülebilirlik/ Amaçlı Şirketler” oturumunda, ekonomiye yön veren şirketlerin çevre ve toplum konularındaki tutumları masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Alternatif Bank CEO’su Kaan Gür’ün yaptığı panele Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Purpose kitabı yazarı Nikos Mourkogiannis, BASF Türk Genel Müdürü Rami Atikoğlu, KESK Kurucusu ve CEO’su Basima Abdulrahman ve P&G Türkiye CEO’su Tankut Turnaoğlu katıldı. Misyon, değerlerimiz ve marka özümüzü birleştirdik Panelde ilk konuşmayı yapan Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Sütaş’ın kurulduğu günden bu yana misyon, değerler ve marka özünü birleştirmiş bir şirket olduğunu belirterek, bunun içinde çevresel sürdürülebilirliğin hissedilebildiğini söyledi.

“Toprak, güneş, su ve hava gibi doğal kaynaklar kullanılarak yeni bir değer yaratan, canlı makineler olan ineklerdir bizim velinimetimiz” diyen Yılmaz, sosyal sürdürülebilirlik açısından bakıldığında da toplumun en defavorize kesimleriyle birlikte iş yaparak kalite, hijyen ve verimlilik gibi çağdaş kavramları bu kesimlerle tanıştırdığını belirtti. Tarımı köylükten kurtarıp, sanayiye girdi oluşturan bir kesim haline getirmek gibi bir görevi yerine getirdiklerini söyleyen Yılmaz, 44. yılında Sütaş’ın kurumsallık alanında çok yol kat ettiğini ifade etti.

Merkezdeki değerlerin ihlal edilmemesi gerekir “Purpose” kitabının yazarı Nikos Mourkogiannis ise, her ülkenin, şehrin ve şirketin en önemli değerlerinden birinin “Amaç” olduğunu söyledi. Mourkogiannis “Her gün bir şeyi iyi yapmak ve iyi şekilde yapmak için merkezde bir değer olması gerekir ve bu değerin hiçbir zaman ihlal edilmemesi gerekir. ‘İyi’, mükemmellik olabilir, insanlara yardım etmek olabilir ya da iyi dediğimiz şey verimlilik olabilir” şeklinde konuştu.

Mourkogiannis, “Değer odaklı yönetim, ekoloji gibi konular temel olarak bir noktada birleşiyor. Kendi yararımıza nasıl çalışabiliriz? Uzun dönemli yatırımlarla kazanç oluşturulabileceğini kanıtlamak çok zor. Sürdürülebilirlik konusunda herkes hem fikir ancak bunun nasıl finanse edileceği belirsiz” diye konuştu. 2050’de dünya nüfusu iki milyar dolar artacak BASF Türk Genel Müdürü Rami Atikoğlu ise, 150 yıldır hayatı kolaylaştıran çözümler bulmaya çalıştıklarını söyledi. Atikoğlu “Üç temel ilkeye dikkat ediyoruz. Birincisi ekonomik başarı, ikincisi çevre duyarlığı, üçüncüsü ise bulunduğumuz topluma değer katmak” dedi ve 2050 yılında dünya nüfusunun iki milyar daha artmış olacağını ve bu oranda enerji ve gıda ihtiyacının oluşacağını aktardı. Geliştirilen yeni giyilebilir teknolojilerle vücutta klimatik etkiler yapan çözümler sayesinde, ileride çöllerde bile yaşamanın mümkün olacağını ifade eden Atikoğlu, açık ofis, okullar vb’de oluşan gürültü kirliliğini engelleyen teknolojiler geliştirdiklerini, çevre kirliliği oluşturan plastik atıklara karşı doğada çözünebilir plastik ürettiklerini belirtti. Nitelikli eğitim ihtiyacının özellikle Türkiye’de önemli olduğunu söyleyen Atikoğlu, “81 ilde 81 kimya laboratuarı” projesi yarattıklarını belirtti.

Yeşil binalar bir çok alanda tasarruf sağlıyor KESK Kurucusu ve CEO’su Basima Abdulrahman ise, Irak’ta çevre dostu bina çalışmalarıyla ilgili bilgi vererek yeşil binaların inşaatı sırasında kullanılan enerji, su ve doğal kaynaklardaki tasarrufun kendileri için önemini anlattı. Bu tasarrufun ekonomik gelir de oluşturduğunu söyleyen Abdulrahman, çevre kalitesinin artırılmasıyla bu binalarda çalışan insanların sağlığının da geliştiğini ve bu sayede de verimli çalışmayla ekonomik gelir kazanıldığını belirtti. Uzun vadeli çözümlere ulaşmak için doğru politikaların üretilmesi amacıyla hükümetle de yakından çalıştıklarını belirten Abdulrahman, Irak’taki güvenlik ve şeffaflık konusunun da yeşil binaların inşa edilmesinde önemli olduğunu aktardı.

10 yılda yüzde 20’den fazla enerji su ve sera gazı tasarrufu yaptık P&G Türkiye CEO’su Tankut Turnaoğlu ise üniversite ziyaretlerinde gençlerin sürdürülebilirlik konusunda çok ciddi uyarılarıyla karşılaştığını belirterek, 2010 yılından başlayarak kendilerine enerji, su ve sera gazlarını yüzde 20 oranında azaltmak gibi on yıllık önemli hedefler koyduklarını ve bu hedefleri şimdiden tutturduklarını söyledi. Okyanuslardaki plastiklere karşı kurulan bir ortaklık kurulduğunu ve P&G’nin bu konuda önemli çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Turnaoğlu, çalışanlarla da birlikte hareket ettiklerini ve yaklaşık beş yıldır su içmek için tüm çalışanların cam şişeler kullandığını ifade etti. Turnaoğlu iki hafta önce babalık iznini sekiz haftaya çıkardıklarını da sözlerine ekledi. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

‘Refah İçin Dijitalleşme’ Oturumu Gerçekleşti

Vodafone Business sponsorluğunda gerçekleşen “Refah İçin Dijitalleşme” oturumunda, Türkiye’de ve dünyada internetin yarattığı yeni fırsatlar değerlendirildi; dijitalleşmenin gündelik hayatımız ve ülkeler arasındaki ilişkiler üzerindeki etkileri konuşuldu.

Moderatörlüğünü Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan’ın yaptığı panele Facebook Ortadoğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı Ari Kesişoğlu, Malezya Başbakan Danışmanı Prof. Zakri Hamid, Siemens Türkiye CEO’su Hüseyin Gelis, Hepsiburada CEO’su Murat Emirdağ, China Market Research Group Genel Müdürü Shaun Rein ve Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil katıldı.

Her gün 2.7 milyar kişi Facebook’a dokunuyor
Panelde ilk konuşmayı yapan Facebook Ortadoğu-Türkiye

Bölge Başkanı Ari Kesişoğlu, her gün 2.7 milyar kişinin Facebook’a dokunduğunu belirterek, “Kendi hayatımızın içinde, bilim kurgunun gerçek olduğuna şahit oluyoruz. Dijitalleşme konusunda önümüzdeki 10 yıl içinde bağlantı teknolojileri, artırılmış gerçeklik ile sanal gerçeklik ve yapay zeka konularının öne çıkacak.” dedi. “Herkes bu platformların parçası oldukça, ticarette sınırlar kalkmaya başlıyor” diyen Ari Kesişoğlu, Kapalıçarşı’da İznikworks adlı bir dükkanın bu teknolojiler sayesinde satışlarının yüzde 90’ını dijital üzerinden gerçekleştiğini belirtti. 9-10 Nisan’da Türkiye’de ilk kez Developer Circles adlı bir programı gerçekleştireceklerini belirten Kesişoğlu, böylece Türkiye’de sadece kullanıcı değil geliştirmecilerin de sayısının artmasını beklediklerini belirtti.

Malezya dijitalleşme için 800 milyon dolar ayırdı
Malezya Başbakan Danışmanı Prof. Zakri Hamid ise, siyasi liderlerin daha fazla istihdam ve gelir yaratmak amacı taşıdıklarını ve dijitalleşmeye de bu açıdan baktıklarını
dile getirdi. Malezya’da gündelik hayatta dijitalizasyonu gerçekleştirmek ve vatandaşlara verilen kamu hizmetini geliştirmek istediklerini söyleyen Hamid, hükümetin bu konuda birçok adım attığını söyledi. Bu konu için hükümetin 800 milyon dolar ayırdığını belirten Hamid, gelişmekte olan ülkelerin uzak köşelerinde kalan vatandaşlara kadar ulaşmanın, hükümetlerin önündeki önemli bir konu olduğunu ifade etti. Hamid, gelecek nesillerde eleştirel düşünceyi içselleştirmiş insanlar yetiştirmenin, topluma önemli kazançlar yaratacağını belirtti.

Dijitalleşme gündelik hayatımıza girmiş durumda
Siemens Türkiye CEO’su Hüseyin Gelis ise kendi hayatındaki bir günü anlatarak, uyandığı andan itibaren dijital dünyanın kendisine hava durumundan hangi ilaçları alacağına kadar kadar her türlü bilgiyi verdiğini söyledi ve gün boyunca hepimizin bir çok veri ürettiğini, bu verilerin de büyük öneme sahip olduğunu aktardı. Gelis, önümüzdeki 10 yıl içinde siber suçların çok artacağını belirterek, bu konuya önem verilmesi gerektiğini ifade etti.

E-ticaret sınırları ortadan kaldırdı
Hepsiburada CEO’su Murat Emirdağ ise, “E-ticaret hayatımıza internetle birlikte girdi. Dünya nüfusunun yarısı internete
bağlı ve 30 yaşın altında. Demek ki dünya nüfusunun yarısı internetin olmadığı bir dünyayı görmemiş” görüşlerini aktaran Emirdağ, önümüzdeki yıllar içinde 50 milyardan fazla nesnenin internete bağlı hale geleceğini belirtti. E-ticaret sayesinde girişimciliğin önündeki engellerin kalktığını belirten Emirdağ, e-ticaretin sınırlarının da ortadan kaldırdığını söyledi. “E-ticaret sayesinde beklentilerimizin önündeki sınırlar da

kalktı” diye konuşan Emirdağ, artık herkesin en üst kalite beklentisinde olduğunu aktardı.

Çin’in kendi interneti var
China Market Research Group Genel Müdürü Shaun Rein ise, Çin’de sekiz yüz milyon kişinin internete bağlı olduğunu ancak Facebook, Twitter ve Google’ın Çin’de bulunmadığını, bunların Çin versiyonlarının olduğunu belirtti. Ancak mobil hizmetler gibi konularda Çin’in çok öne geçtiğini ve artık batılı şirketlerin Çinli şirketleri taklit etmeye başlayacağını ifade etti. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

“Çin’de cep telefonunuz yoksa ve Alibaba ve Tencent kullanmıyorsanız var olamazsınız” diyen Rein, devletin de bu şirketleri desteklediğini çünkü bu uygulamaları kullananlara dair verilere gözetim için ihtiyaç duyduğunu belirtti. ABD’nin Huawei örneğinde olduğu gibi dijitalleşmeyi siyasileştirdiğini belirterek diğer ülkelere Huawei’yle çalışmamaları konusunda baskı yaptığını söyledi. Rein, “Şu anda dünyada iki internet gerçeği var. Bir tarafta Çin interneti, diğer tarafta diğer batılı ülkelerin interneti var. Herkesin bu konuda bir tercihte bulunması gerekecek” diye konuştu.

İşlemlerin yüzde 81’i mobilden Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise hizmetlerinde mobili önceliğe aldıklarını, bugün işlemlerinin yüzde 81’inin mobilden gerçekleştiğini belirtti. Yüze yakın fintech’le ortak çalışma yaptıklarını söyleyen Binbaşgil, geleceğin şubesini de tasarladıklarını ifade etti. Geçen yıl zor bir yıl olsa da “veri yaşam merkezi”ne 250 milyon dolar harcadıklarını belirten Binbaşgil, bu yıl da bu alana 250 milyon dolarlık bütçe ayrdıklarını ifade etti. Binbaşgil, “Bankacılık hayatın içine entegre olmaya devam edecek” dedi ve tasarım konusunda beş ilkeleri olduğunu belirterek sade, hareketli, yenilikçi, insan odaklı ve güvenilir tasarım oluşturmak istediklerini ifade etti.

“Çin’i Doğru Anlamak” Tartışıldı

Sun Group sponsorluğunda gerçekleşen “Çin’i Doğru Anlamak” oturumunda Çin ile Türkiye arasındaki ilişkiler masaya yatırıldı.

Moderatörlüğünü Türkiye-Çin İş Konseyi BaşkanıMurat Kolbaşı’nın yaptığı paneleTÜSİAD Çin Network Başkanı Korhan Kurdoğlu,İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, DEİK Başkanı Nail Olpak, Winnermax Capital Yatırım Ofisi BaşkanıRobert Guo, Asiability Kurucu Ortağı Andrew Cainey, Hollyhigh Capital CEO’su James Chen ve Çin İstanbul Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Huang Songfeng katıldı.

Ticarette büyük açık var

Panelde ilk konuşmayı yapan DEİK Başkanı Nail Olpak, hükümetin öncelik verdiği ülkelerden birinin Çin olduğunu belirterek Türkiye’nin geçen yıl Çin’e 2.9 milyar dolar ihracat yapmasına rağmen 21 milyar dolar ithalat yaptığımız için büyük cari açık verdiğini söyledi. 1990 yılından bu yana Çin’le ticaret yaptığını söyleyen Olpak, o dönemden başlayarak Çin’e her gittiğinde büyük değişimler gördüğünü aktardı. Çin’i bir tehdit olarak görmediğini söyleyen Olpak “Globalleşmeyi dünyaya tanıtan ABD’yi korumacılıkla suçlayan bir Çin Komünist Partisi’yle karşı karşıyayız” diye konuştu. Afrika ülkeleriyle yapılan ticarette de Çin ile birlikte çalışılabileceğini ifade eden Olpak, konuyla ilgili yaptıkları çalışmanın lansmanını önümüzdeki günlerde yapacaklarını belirtti.

Çin’le iş yapmak istiyorsak Çinli iş insanı gibi düşünmemiz gerekir

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ise Çin’le cari açığı düşürmenin tek yolu kendimizi tanıtmak olduğunu söyledi. “Çin’le iş yapmak istiyorsak Çinli iş insanı gibi düşünmemiz gerekir” diyen Pelister, Çin’in serbest ticaret antlaşması yaptığı ülkelerle ticaret yapmamız için de Çin’i tanımamız gerektiğini belirtti. Bu yılki Çin ithalat fuarına 100 Türk firmasıyla gidileceğini ve 4000 m2’lik bir alanda tanıtım yapılacağını belirtti. Eskiden Çin’de fiyatlar çok ucuz olduğu için Türk iş insanlarının ürünlerini satamayacağını düşündüğünü belirten Pelister, şu anda Çin’deki gelir seviyesinin yükseldiğini ve üründe farklılaşma yapabilmemiz durumunda her tür ürünü Çin’e satabileceğimizi belirtti.

Siyasi ilişkiler sağlam ve istikrarlı olmalı

Çin İstanbul Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Huang Songfeng ise, bu yılki fuarda 330 bin m2’lik bir alan olacağını belirterek, Çin Ulusal Halk Meclisi ve Siyasi Danışma adında iki başka toplantı yapıldığını ve bu toplantılarda Çin’in bir yıl sonraki gündeminin belirlendiğini ifade etti. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jingpin’in barış, kalkınma, sorumluluk ve kazan kazan prensipleri olduğunu ve bu ilkeler doğrultusunda Türkiye’nin Çin’le yakın ilişki geliştirebileceğini söyledi. Ticaretin geliştirilmesi için siyasi ilişkilerin sağlam ve istikrarlı olması gerektiğini söyleyen Songfeng, bunun için tüm vatandaşların iradesinin de önemli olduğunu aktardı. Huang Songfeng Türkiye dahil olmak üzere tüm dünyayla iş birliği yapmaya devam edeceklerini söyleyen Songfeng, Çinlilerin özgüven kazandığını ve daha açık davrandığını belirtti. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

İki ülke birbirinin kültürünü tanımalı

Asiability Kurucu Ortağı Andrew Cainey ise Çin ve diğer ülkeler arasında entegrasyon sağladıklarını söyleyerek,
Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilere bakıldığında Türkiye’nin lokasyonunun Çin’in “Tek Yol-Tek Kuşak” [One Belt, One Road] politikası açısından mükemmel bir yerde olduğunu ancak ilişkiler arasında bazı tartışmalar da bulunduğunu söyledi. Ticaret ve yatırım açısından birçok fırsat olduğunu söyleyen Cainey, iki ülkenin birbirinin kültürünü anlaması, ziyaretlerin artmasıyla ilişkilerin gelişeceğini belirtti. Kuşak yol projesini geniş bir konsept olarak görmek gerektiğini söyleyen Cainey, Türkiye’nin de bu projede partner olarak yer alarak projeye şekil verebileceğini aktardı.

Çin’de 28 günde bir restoran açabiliyoruz

TÜSİAD Çin Network Başkanı Korhan Kurdoğlu, 2012 yılından bu yana her ay ortalama bir hafta Çin’de bulunduğunu, Çin’de yaptığı restoran işi sayesinde birçok deneyim kazandığını ifade etti ve Çin kültürü anlaşıldığında çok daha başarılı

olunabileceğini aktardı. Çin’de yapay zeka üzerine büyük bir yatırım yapıldığını belirten Kurdoğlu, Çin’de 28 günde bir restoran açabildiklerini belirtti. TÜSİAD olarak da “Çin’i Anlamak” konulu toplantılar yapacaklarını söyleyen Kurdoğlu, konuyla ilgili çalışmalarının süreceğini belirtti.

Çin kültürünü anlarsak daha başarılı oluruz

Winnermax Capital Yatırım Ofisi Başkanı Robert Guo ise
Çinli yatırımcıların Türkiye’yi fazla tanımadıklarını, yatırımları Türkiye’ye çekmek için daha fazla ziyaret yapılması gerektiğini ifade etti. “Tek Yol-Tek Kuşak” [One Belt, One Road] projesinin oluşturduğu fırsatlara dikkat çeken Guo, Türkiye’nin de bu projeden önemli pay alabileceğini söyledi.

Çin sermaye ihraç ediyor

Hollyhigh Capital CEO’su James Chen, “Çin büyük bir dönüşümden geçiyor. Ürün ihraç eden bir ülke olmaktan çıkıp sermaye ihraç eden bir ülke haline döndü” diyerek, geçen yıl Çin’in dünyada 130 milyar dolarlık yatırım yaptığını belirtti
ve “Yatırımcılar Türkiye’yi unuttu mu, bunu araştırmak üzere buraya geldim” dedi. “Türkiye Çin’de daha iyi PR yapmalı” diye konuşan Chen, örneğin Türkiye’de çok kaliteli kiraz üretildiğini belirterek, bunu Çin’e gönderebilmesi gerektiğini ifade etti. “Çin’in Türkiye’yi bir geçiş ülkesi olarak da görmesi lazım çünkü Türkiye, Ortadoğu’nun lideri oluyor” diyen Chen, “Doğrudan sermayelerin Türkiye’ye akması için iki ülkenin kucaklaşması lazım” diyerek konuşmasını tamamladı.

Zirve bu yıl, “3D: Değişim, Dijital ve Değerler” teması çerçevesinde birbirinden ilgi çekici konulara ve konuşmacılara ev sahipliği yaptı.

Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından bu yıl 8’ncisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi, 22-23 Mart
2019 tarihlerinde gerçekleşti. Garenta ana sponsorluğunda kapılarını açan Zirve, bu yıl da sanayiden ticarete, üretimden perakendeye, finanstan teknolojiye kadar pek çok sektörün nabzını tuttu. “3D: Değişim, Dijital ve Değerler” ana temasıyla iki gün süren Zirve’de, 20 oturumda 100’ü aşkın konuşmacı ile iş ve ekonomi dünyasından yaklaşık 1500 temsilci ağırlandı. Binance üzerinden işlem yapmak için buraya tıklayarak üyelik oluşturmanız gerekmektedir.

Kaynak: Boss Life Dergi