Post-Truth (55. Gün)

Oxford Sözlüğü 2016 yılının kelimesi olarak ‘post-truth’u seçtiğinde, insanlar ilk defa duydukları bu kavramı araştırmışlardı ama pek bilgi bulamamışlardı. Selfie gibi popüler kavramları yılın kelimesi seçen sözlük, bu sefer doğru bir hamle yapmıştı.

Post-truth’u dilimize ‘gerçek ötesi’ veya ‘gerçek sonrası olarak çevirebiliriz. Bu kavram ‘gerçeği değersiz, anlamsız hale getirme’ anlamı ile ilk defa 1992 yılında Steve Tesich’in bir dergi için yazdığı yazısında geçiyor.

İnsanlar veriye dayalı gerçekliğe değil kendi gerçekliklerine önem veriyorlar. Verilere dayalı bilgiler insanların fikirlerine etki edemiyor, herkes inanmak istediğine inanıyor. Sigaranın veya obezitenin sağlığa zararlı olduğu bilimsel olarak kanıtlansa da insanlar bunun zararlı olduğuna inanmak istemedikçe sağlıklı bir hayata merhaba diyemiyorlar, herkes kendi gerçeğini seçmek istiyor.

Post-truth’u gerçeklerin manipüle ederek çarpıtılması ile ortaya çıkan sahte gerçeklik olarak tanımlayabiliriz. Bu ‘yeni gerçeklik’ kavramı samimiyeti ve dürüstlüğü maalesef ortadan kaldırıyor.

İnsanları gerçekten uzaklaştıran algı yönetim sistemleri, gerçeklerin yerine tamamen duygusal söylemler ile bakış açımızı değiştiriyor. Söylemediğiniz bir sözü bir anda binlerce insan internette paylaşırsa, o söz artık size aittir, günümüzde bundan kaçış yok. Yeni nesil mecralarda çarpan etkisi ile hızla yayılan bilgilere inanmak isteyenler inanıyor, istemeyenler ise karşıt bir bilgiyi yaymak için yarışa dahil oluyorlar.

Bilgileri teyit edebilmek için siteler ve resmi haber kaynakları olsa da artık dönüş yok gibi gözüküyor, iletişim kanallarını ve insan psikolojisini çoktan ele geçiren post-truth’u durdurmak mümkün değil gibi gözüküyor.

(Bu yazıda 216 kelime var) #100Gün100Kelime’de 55. gün sona erdi.