KADIN GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI VE BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Yazar: Aybüke Yetim
[email protected]

Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların istihdam sorununun çözümlerinden biri kadın girişimciliğidir. Kadınların girişimde bulunarak işveren olması, hem istihdamı arttıracak hem de ülke

ekonomisine destek sağlayacaktır. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla çeşitli proje, program ve çalışmalar yürütülmektedir. Kadınların girişimci olarak ülke ekonomisine katkı sağlamaları, girişimci kadınların yaşadıkları engellerin belirlenmesi ve

bu engellerin ortadan kaldırılması ile mümkün olabilir. Bu nedenle, çalışmanın amacı; Bursa ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin; mevcut faaliyetlerini tespit etmek, girişimci olma nedenlerini belirlemek, başarı veya başarısızlıklarına etki eden faktörleri ortaya çıkarmaktır.

Ekonomik ve toplumsal gelişmede daima anahtar rol oynamış
bir olgu olan girişimcilik konusu son yıllarda daha da önemli
hale gelmiştir. 1980’lerden itibaren hızlı bir gelişme gösteren girişimcilik kavramı erkekler kadar kadınların da ilgi alanı içerisine girmeye başlamıştır. Kadınların çalışma hayatına katılımlarının hızlandığı ve kadın işgücünün toplam işgücü içerisindeki oranının giderek arttığı günümüzde, ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeler bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de

de kadının toplumdaki rolünü değiştirmiş ve onları iş yaşamının

Yazar: Aybüke Yetim [email protected]

vazgeçilmez aktörleri haline getirmiştir.
Son yıllarda, dünyada hızla yaygınlaşan kadın girişimciliği, kadınlar için uygun bir istihdam fırsatı oluşturmakta ve aileler için gelir kaynağı olarak görülmektedir. Kadınların kendi işinin sahibi olarak çalışmaları çok eskilere uzanırken, bir ülkenin gayri safi milli ve yurtiçi hasılasına katkıları ağırlıklı olarak son otuz yılda, bazı ülkelerde ise sadece son beş yılda ön plana çıkmıştır. Dünya Bankası, son on yılda, dünyadaki ekonomik büyümenin yaklaşık yarısının kadın girişimcilerin katkısına dayandırılabileceğini saptamıştır. Güneydoğu Asya’da kadın girişimcilerin sayısı toplam girişimcilerin %50’sinden fazlasını oluşturmaktadır. Kadın girişimciler, geçmişte ekonomik durgunluk yaşayan Macaristan, Rusya ve Polonya’nın kalkınmasına ve gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bu ülkelerin ekonomilerindeki toparlanmalar, öncelikle kendi işinin sahibi olan ve işini yöneten kadınlar tarafından sağlanan fırsatlara bağlanabilmektedir.

Türkiye’de 1990’lardan başlayarak kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşların kadın girişimciliğini geliştirmeye yönelik ilgi ve etkinliklerinde artış gözlenmektedir. Türkiye’de kadın girişimciliği konusu ilk kez 1992 yılında kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve kadın girişimciliğinin özendirilmesi, eğitim ve kredi verilmesi, örgütlenme ve destek hizmetlerinin sağlanması sorunları üzerine durulmaya başlanmıştır.

Yukarıda belirtilen araştırma ve değerlendirmeler göz önünde tutulduğunda; kadın girişimcilerin ekonomik ve sosyal anlamda ülkeye getirdiği kazanımlarının geleceğe yönelik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kadın girişimcilerin, hem kendileri hem de istihdam ettikleri kişiler için iş fırsatı sunmaları ve çalışma yaşamında daha
etkin ve aktif olmaları; onların toplumdaki konumlarının güçlenmesine, toplumların gelişmişlik düzeyini etkilemesine ve gelir dağılımındaki adaletsizliği de önlemeye önemli katkılar sağlamaktadır.

Dolayısıyla Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilmek
için ekonomik değer üreten kadın girişimci sayısını arttırmak,
var olan kadın girişimcileri güçlendirmek ve onları dünya ile bütünleştirmek gerekmektedir. Kadınların iş hayatında yer alması ve başarısının sağlanması için iş hayatlarında başarılarını olumlu veya olumsuz etkileyen faktörlerin tespitine yönelik kapsamlı araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu düşünceler ışığında gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı; kadın girişimcilerin başarısını destekleyen

ve engelleyen faktörleri belirlemek ve bunlar arasında nasıl bir ilişkinin olduğunu incelemektir.

KADIN GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARIYI DESTEKLEYEN FAKTÖRLER

Günümüzde, iş hayatında katılımı yetersiz olan, bilgi, beceri ve yeteneğinden yeteri kadar yararlanılmayan kadınların, iş

hayatına büyük oranda katılması ve daha etkin rol alması gelişen ekonomiler için bir stratejik zorunluluk halini almıştır. Özellikle Batılı ülkelerde ve gelişen Uzak Doğu’da, kadınların ekonomiye katılımlarını arttırmak için hükümetlerin yasal düzenlemeler yapma, teşvik programları hazırlama ve kurumsal değişiklikleri gerçekleştirme konusunda büyük adımlar atmaları bu gelişmeleri yansıtan önemli göstergelerdir.

Girişimci hayallerine ve hedeflerine yönelik planlamalar yapar
ve eyleme geçmek için çaba gösterir. Kadın girişimcilerin hayallerini gerçekleştirebilmeleri, başarılı bir şekilde hedeflerine ulaşabilmeleri için desteklenmeleri büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde kadının ekonomiye katılımını arttırmak için birçok teşvik politikası geliştirilmiştir. Örneğin; yasal düzenlemeler, destek programları, hibe veya kredi fırsatları, girişimciliği özendirici proje ve etkinlikler, çeşitli faktörler aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bu yönde başta bakanlıkların ve bakanlıklara bağlı çeşitli kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, uluslararası kuruluşların, bankaların, toplumun ve medyanın büyük rolleri ve çeşitli destekleri bulunmaktadır. Bu çalışmada kadın girişimcilikte başarıyı destekleyen faktörler; kurumsal faktörler ve sosyal faktörler olmak üzere iki alt başlık altında incelenmektedir.

Kurumsal Destek Faktörleri

Türkiye’de 1990’lardan başlayarak kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşların kadın girişimciliğini geliştirmeye yönelik ilgi ve etkinliklerinde artış gözlenmektedir. Kadın girişimciliğin gelişebilmesi öncelikle uygun girişim ortamının oluşturulabilmesine bağlıdır. Dünyada kadın

girişimciliği; uygun çalışma mekânı oluşturulmasını sağlayacak finansal kaynaklarla birlikte danışmanlık ve eğitim desteği ile geliştirilmektedir. Türkiye’de kadın girişimcilere bu tür destekler bakanlık destekleri, sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve programları, uluslararası kuruluşlar ile ortak yürütülen projeler, bankaların finansman imkânları ile sağlanmaktadır. Bu desteklerin yeterli olup olmadıkları tartışma konusu olmakla birlikte;

kadın girişimcilerin var olan destek sistemlerinden ne ölçüde yararlandıklarının araştırılması, kadın girişimcilik sisteminin geliştirilmesi açısından önemlidir. Bu amaçla bazı kurum ve kuruluşlar ülkemizde kadın girişimci sayısının arttırılması, mevcut potansiyelin daha iyi değerlendirilerek kadın girişimcilerin ülke ekonomisine katkılarının sağlanması ve kadın girişimcilerin desteklenmesi konularında çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca bu kurum ve kuruluşlar kadın girişimciliğin teşvik edilmesi, özellikle kadınların kendi işlerini kurarak ekonomiye daha fazla katılmaları için de çalışmalar yapmaktadır

Devletin kadın girişimciliğine yönelik politikaları, sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği etkinlikler, son yıllarda gerçekleşen projeler, uluslararası kuruluşların bu süreçteki rolleri kadın girişimcilikte başarıyı destekleyen kurumsal faktörlere örnek olarak verilebilir. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme

ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı olan Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), üniversiteler, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) vb. kurum ve kuruluşlar ülkemizde kadın girişimciliğin geliştirilmesi konusunda doğrudan ve dolaylı faaliyetler gerçekleştirmekte, kadın girişimciliğini teşvik etmektedir. İş fikirlerinin başarılı sonuçlara ulaşması için girişimci adayların finansman kaynakları, iş planı, hukuki süreçlerle ilgili özellikle eğitim desteğine ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye’de girişimciliğin geliştirilmesi için hizmet sunan başlıca kuruluşlardan biri

olan KOSGEB’tir. KOSGEB verdiği Uygulamalı Giririşimcilik Eğitimleriyle sadece girişimcilik bilincini oluşturmamakta aynı zamanda iş fikri olan girişimcileri hibe ve kredi olanakları ile desteklemektedir. KOSGEB 2010-2013 yılları arasında yaklaşık 120.000 kişiye eğitim vermiştir.

Sosyal Destek Faktörleri

Girişimcilik bireyin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik ve kültürel yapının bir ürünüdür. Aile, akrabalar, arkadaşlar, sosyal ağlar, toplum, iş tecrübesi, alınan eğitim bireyin girişimcilik ruhunun

olumsuz etkileyebilmektedir.

Geçmişten günümüze kadar yapılan birçok çalışma girişimcilerin ailesi, ailenin işi, sosyal statü ve akrabalık ilişkileriyle ilgilenmiştir. Ailenin girişimci olması, özellikle de babanın kendi işine
sahip olması, girişimciliği etkileyen önemli bir unsurdur.

Erkek girişimcilerde de kadın girişimcilerde de kendi işine
sahip babalar girişimci için güçlü bir tetikleyici olarak ortaya çıkmaktadır. Araştırmacılar tarafından yapılan çalışma sonucuna göre aileleri tarafından girişimcilik doğrultusunda teşvik
edilen çocuklar diğerlerine göre girişimci özelliklere daha fazla sahip durumdadırlar. Aileden veya yakın akraba çevresinden başarılı girişimcilerin çıkmış olması kadınların bu kişileri
kendisi için model almasına imkân sağlamaktadır. Bu yapının, kadını girişimcilik konusunda cesaretlendirici bir rol oynadığı söylenmektedir. Bu durumun kadını erkeklerden daha çok motive ettiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.

Kadının girişimci olma kararında ailenin etkisinin kritik öneme sahip olduğunu belirtmektedir. Aile içi sorumlulukları daha fazla olan kadınların, ailelerinden destek alarak girişimci olmaları kadınlara hem maddi hem de manevi olarak güçlendirmektedir. Yapılan araştırma sonucunda kadın girişimciler iş kurma aşamasında maddi ve manevi en büyük desteği eş ve ailelerinden gördüklerini belirtmişlerdir.

Ailedeki girişimcilik eğilimi ve desteğinin ardından, bireyin toplumsal çevresinin, yani toplumsal kültürün desteği aileyi tamamlayıcı niteliktedir. Başarı için toplumsal çevrenin, girişimciyi motive edici nitelikte olması gerekmektedir. Sosyal, kültürel ve

politik altyapının girişimciliği destekler nitelikte olması, toplumun girişimciliğe yüklediği rolün yüksek bir anlam taşıması ve girişimcilerin desteklenmesi için sosyal destek mekanizmasının iyi bir şekilde çalışması gerekmektedir.

Toplumsal çevrenin kapsadığı sosyal ağlar, girişimcilerin başarısını etkileyen faktörlerden biridir. Sosyal ağlar; genellikle formal organizasyonlara üyelik, diğer işletme sahipleriyle görüşmek ya
da işletme amaçları için kurulan bağlantılar ile oluşmaktadır. Sosyal ağlar gerekli işletme bilgilerine, deneyim ve bağlantılarına ulaşmak açısından da kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, sosyal ağların girişimcinin performansı üzerinde doğrudan etkili olduğu bilinmektedir. Potansiyel girişimci kadınların sosyal ağları, özellikle girişimciliğin ilk basamağında olmaları nedeniyle çok önemlidir.

Sosyal ağlardan gelecek olan bilgi, destek, tavsiye, fırsatların değerlendirilmesi ve kontrol edilmesi gibi faydalar, nereden işe başlayacaklarını bilemediklerini belirten ve başarısız olmaktan korktuklarını ifade eden girişimci adayları için önemli bir avantaj sağlamaktadır. Toplumun ve sosyal ağların; motivasyon, iş bilgisi, tecrübe, kaynaklara ulaşım gibi maddi ve manevi destekler sunarak kadın girişimcilerin başarısını doğrudan etkilediği bilinmektedir.

KADIN GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARIYI ENGELLEYEN FAKTÖRLER

Ülkemizde kadınların çalışma hayatına katılımları gün geçtikçe artmaktadır. Bu süreçte, iş hayatında yer almak isteyen kadınların başarılı birer girişimci olmalarını engelleyen bazı faktörler

karşılaştıkları engeller iş başarılarını azaltarak ülke ekonomisine sağlayacakları önemli katkıyı zayıflatmaktadır. Kadınların girişimci olma ve başarılı bir şekilde işlerini yürütme süreçlerinde karşılaşabilecekleri engelleri belirlemek ve bu engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yürütmek oldukça önemlidir. Kadınların girişimcilik faaliyetinde bulunmasını engelleyen

yasal düzenlemeler bulunmamasına rağmen, kadın girişimciler uygulamada özellikle sosyokültürel açıdan bir takım engellerle karşılaşmaktadırlar. Bu doğrultuda kendi işini kurmak isteyen kadınların karşılaştıkları engellerden bazıları şu şekilde sıralanabilir;

• Kadınların aile hayatı ile iş hayatını dengeli bir şekilde yürütebilmelerini sağlayacak desteklerden yoksun olmaları ve bu konuda sağlanan teşvik ve desteklerin yeterince geliştirilmemiş olması,
• İş hayatında işverenlerin istihdamda öncelikle erkekleri tercih etmeleri ve kadınların iş hayatında verimli olamayacağı şeklindeki düşüncelerin var olması,
• Kadının ev dışında çalışmasına olumlu bakılmaması,
• Evde aile reisinin erkek olduğu ve öncelikle erkeğin iş sahibi olması gerektiği şeklindeki düşüncelerin varlığıdır. Bu çalışmada kadın girişimcilikte başarıyı engelleyen faktörler; kurumsal engeller, sosyal

engeller ve psikolojik engeller olmak üzere üç alt başlık altında incelenmektedir.

Kurumsal Engeller

Ülkemizde kadınların girişimcilik yoluyla iş hayatına kazandırılması, ekonomik değer oluşturacakları anlamına gelmektedir. Günümüzde kadın girişimci sayısı artmış olsa da, kadın girişimciliğinin yeteri kadar finansman ile desteklenmemesi ve bürokratik engellerden dolayı kadın girişimciler yeterli ekonomik değeri oluşturamamaktadır. Girişimciliğin ekonomiye kayda değer ölçüde katkıda bulunabilmesi için işletmelerin kredilere ulaşabilmesi ve finansal çevrelerden destek görmesi gerekmektedir. Türkiye’deki durum incelendiğinde özellikle

kadın girişimciler için yeterli kredi fırsatının bulunmadığı, aile ve kişisel birikimlerin finansman kaynağı olarak kullanıldığı ve kredi sağlama koşullarının oldukça zor olduğu ifade edilmektedir. Kendi işini kurmak isteyen kadınların öncelikle bir finansman kaynağı bulmaları gerekmektedir ve bunun yolu genellikle krediden geçmektedir. Kadınların krediye ulaşmaları zor olmakla birlikte kredi olanaklarının yeteri kadar bilinmemesi, kredi almayı önemli ölçüde zorlaştırmaktadır. Ancak kadınların kredi alamamalarının en büyük nedeni, teminat gösterecek varlıkların

tümünün erkekler üzerine olması dolayısıyla kadınların kredi
için sunacakları teminat varlıklarının olmamasıdır. Dolayısıyla kadınların girişimci olmaya başlamasının en çok desteklendiği ya
da engellendiği nokta, işletmenin kurulması için finansal kaynak temin etme durumudur. Yapılan bir araştırma, Türkiye’de kadınların kurduğu işletmelerde başlangıç sermayesinin, erkeklerin yapılan araştırma sonuçlarına göre; kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluşlarında ağırlıklı olarak öz kaynak kullandıkları, KOSGEB
ve Mikro kredi imkânlarından çok az faydalandıkları görülmüştür. Finansal engeller bütün girişimcilerin sorunu olmakla beraber, kadın girişimciler için daha büyük sorun oluşturmaktadır. Bunun temel sebepleri aşağıdaki gibi açıklanmaktadır:

1. Kadınlar finansal güvenilirliklerini belgeleyecek finansal kayıtlara sahip olmadıklarından, genellikle borç veren kuruluşlarla zorluklar yaşamaktadırlar. Borç veren kuruluşlar iş tecrübesi,
pazar şartları, üretilecek ürün veya servisin yapısı gibi konularla ilgilenmekte; birçok kadın girişimci ise, bu tür bilgilere sahip olmamaları nedeniyle, çoğunlukla kocalarının ve iş ortaklarının desteğini almak veya kendi kişisel birikimlerini kullanmak zorunda kalmaktadırlar kurduğu işletmelerdeki başlangıç sermayesi rakamının yarısından az olduğunu göstermektedir.

2. Çoğunlukla kadın girişimcilerin finans konusunda -özellikle finansal planlama, muhasebe, operasyon ve parasal konularla
ilgili anlaşmaların yapılması alanlarında- yeterli tecrübelerinin olmamasıdır.

3.Kadın girişimcilerin sermaye edinebilmek için sınırlı sosyal ağ iletişimlerinin olmasıdır. Kadınların iletişim halinde olmayı seçtikleri sosyal ağlar incelendiğinde, bunların iş dünyası ile ilgili profesyonel ağlar olmasından ziyade, yakın arkadaş, eş ve aile fertlerinden oluşan

gruplar oldukları görülmektedir.

4.Kadınların bankacılarla ilişkilerinde cinsiyet temelli önyargı ve ayrımcılığa maruz kalmalarıdır. Güvensizlik yönünden kadınların durumu ile ilgili yapılan bir araştırmada, finansman kuruluşlarının kredi amacı ile başvuran girişimci kadınlara, erkeklere olduğu kadar sıcak bakmadıkları belirlenmiştir.

Sosyal Engeller

Kadınlar, girişimci olma süreçlerinde ve girişimcilik faaliyetinde bulunurken özellikle sosyal açıdan bir takım engellerle karşılaşmaktadırlar. Yapılan araştırmalar sonucunda kadın girişimcilerle ilgili ortaya çıkan sosyal engeller; sosyal ve kültürel ortamda kadın rollerinin kalıplaşmış olması, eğitimlerinin yetersizliği, ailelerin olumsuz tepkileri, iş yükünün fazla oluşu olarak ortaya çıkmaktadır.

Sosyal faktörler olarak gruplanan; aile, çevre, eğitim ve tecrübe kadınların girişimci olmasını bazen destekler nitelikte iken, bazen de engelleyici nitelikte olabilmektedir. Sosyal faktörlerin kadın girişimciliğini destekleyen boyutları daha önce incelenmiştir. Toplumun kadının yerini evi olarak görmesi, iş kadınına alışık olmaması, rol model kadın girişimci sayısının az olması, kadınların zayıf ve eksik sosyal ağ bağlantıları, kadın girişimcilikte başarıyı engellemektedir. Erkek girişimcilerin daha uzun süredir iş hayatında bulunması, eğitim alma konusunda daha avantajlı olması ve toplum tarafından girişimcilik kavramının erkeklere yüklenmesi, kadın girişimcileri erkek girişimciler karşısında daha tecrübesiz konumda bırakmaktadır.

Önceki iş tecrübesi ile girişimci olunan sektör arasında yakın
bir ilişki vardır. Fakat bu konuda, erkek ve kadın girişimciler arasındaki önemli bir farklılık bulunmaktadır. Erkek girişimcilerde, daha önce çalışmış oldukları işler ile girişimci olarak yeni başladıkları işler arasındaki benzerlik %84 civarında iken bu oran kadınlarda %40 civarında kalmaktadır. Bu tercihten dolayı kadınların girişimci olarak yeni işlerinde deneyim ve tecrübe eksikliği nedeniyle önemli sıkıntılar yaşayabilecekleri tahmin edilmektedir. Kadın girişimciler, iş kurma ve devam ettirme süreçlerinde eğitim ve tecrübe eksikliği gibi sorunlarla karşılaşmaktadır.

Psikolojik Engeller

Kadın ve erkek arasında cinsiyet farkının yol açtığı rol ayrımı nedeniyle kadının ev ve aile yaşamı ile sınırlandırıldığı, erkeğin
ise toplumda aile gelirini temin eden, kararlarda söz sahibi olan bir güç olarak kabul edildiği görülmektedir. Toplumun kadına yüklediği roller ve sorumluluklarla birlikte girişimci olan kadınlar;

rol çatışması ve stres, cinsiyete dayalı rol ayrımcılığı, zaman darlığı gibi psikolojik engellerle karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye’de kadın girişimciler üzerine yapılan araştırmalar sonucunda
kadın girişimcilerle ilgili ortaya çıkan engellerin başında,

sosyal ve kültürel ortamda kadın rollerinin kalıplaşmış olması, eğitimlerinin yetersizliği, ailelerin olumsuz tepkileri, iş yükünün fazla oluşu, finans kaynağı bulma güçlüğü, güvenilirlik sağlamak için kadınların erkeklerden daha fazla çaba gösterme gerekliliği gelmektedir.

Sonuç Olarak;
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde oldukça önem kazanan kadın girişimciliği konusunda bugüne kadar birçok araştırma yapılmıştır. Belirlenen destekler faktörlerinin geliştirilmesi ve engellere yönelik etkin çözümler üretilmesi, gelecekte daha çok sayıda kadının girişimcilik faaliyetinde bulunmasına, dolayısıyla da ülkede ekonomik kalkınmaya katkı sağlanmasına ve işsizlik oranının azaltılmasına yardımcı olabilecektir.

Kaynak: Boss Life Dergi