İnsanlar dış dünyada ve kendilerinde neler olup bittiğini duyumlarından ve algılarından öğrenebilir, duyularımız olmazsa dünya hakkında da bir bilgimiz olmaz.
Gestalt psikolojisinin temel ilkesi olguların parçalarının tek başlarına bir anlam ifade etmediğini sadece bir bütünü oluşturduklarında anlamlı hale geldiklerini ifade eder. Bu kurama ilişkin ilk çalışmalar Almanya’da başlamış sonrasında da nazilerden kaçan ve ABD’ye sığınan kuramcılar tarafından geliştirilmiştir.
Bu kavram, birbiri ile ilişkisi bulunan iki veya daha fazla parçanın meydana getirdiği bütünü anlatır, zaten Almanca bir kelime olan Gestalt, tamamlama veya bütünleşme anlamlarına da gelir. Gestalt bir nesnenin, anlam kazanacak şekilde bütün haline gelmesini anlatır.
Gestalt psikolojisi veya gestaltizm olarak anılan bu kavram hayatın karmaşık bir kombinasyondan oluştuğunu bu yüzden de bir insanı incelerken bu bütün etkenlerin birbirleri ile olan ilişkilerinin önemli olduğunu söyler. Gestalta göre, parçalar bir araya gelerek oluşturdukları bütünün özelliklerini taşımazlar. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, müzik notalarının birleşmesi ile oluşan bir şarkı ile her bir nota birbirinden farklıdır. Notalar ile şarkı arasında bir benzerlik yoktur ayrıca notaların birleşmesi ile oluşan şarkı notalardan daha anlamlıdır. Gestalta göre bütün, bütünü oluşturan her bir parçadan daha anlamlıdır.
Bütünü oluşturan parçalar değil bu parçaların arasındaki ilişki önemlidir.Konu o kadar derinlikli ki ben 4 gün boyunca yazsam yine de tamamını açıklayamam. Özellikle görsel sanatlar ile ilgileniyorsanız, film çekiyorsanız, tasarım yapıyorsanız veya bu konulara ilgi duyuyorsanız gestalt konusunu derinlemesine araştırabilirsiniz. Benim amacım konular hakkında bilgi sahibi olmanızı ve kendinize uygun bir konuya kendinizi odaklamanızı sağlamak.
Yarın görüşmek üzere…