Dünya Sağlık Örgütü, obeziteyi “sağlığı bozabilecek anormal veya aşırı yağ birikimi” olarak tanımlıyor. Dijital obeziteye de “sağlığı bozabilecek anormal veya aşırı bildirim alımı” diyebiliriz.
İnternet başında harcanan zaman arttıkça dijital obezite de artar. Elbette bu süre boyunca sosyal medyada profilleri gezmek yerine üretken işler yapan kullanıcılar da var, onlar bu tanımın dışında kalıyorlar. Beynimiz bir bildirim saldırısı altında, internete bağlı bir ekrana baktığımız an binlerce sinyal alıyoruz ve zihnimiz bunları işleyemiyor ve kenara atıyor. Bu durum fiziksel obezitede de aynı, vücudunuzun sindiremeyeceği veya ihtiyacınızdan fazla besin yerseniz vücudunuz bunları yağ olarak depolar. Kapasitesinden fazla bildirim alan beyin bunları işleyemez ve psikolojik sorunlar ortaya çıkar.
Çocuklarla konuşmaya çalışıyorum ama çoğu evet, aynen gibi kelimeler hariç cümle kuramıyorlar, aynı çocuklar klavye başında 1 saatte kitap yazabilirler. Gelecek nesil yüz ifadelerini mimiklerini kaybediyor, mimiklerin ve duyguların yerini emojiler aldı.
Ben de yakın zamana kadar bir dijital obezdim, elim telefona her gittiğinde hemen yanımdaki kitabı açıyorum ve okumaya başlıyorum. Sonrasında da okuduklarımı sizinle paylaşıyorum. Bizimki dudak tiryakiliği gibi… Kendinizi ve çocuklarınızı bu dijital bağımlılıktan kurtarmak için sıkılıp 5 saniyeliğine telefona elinizin gittiği anlarda başka bir “avutucu” bulmak.
Dijital obez olduğunuzu düşünüyorsanız, telefonunuzdaki bildirimleri kapatın ve saat başı veya 3 saatte bir telefonu kontrol etmeyi deneyin.