Bize “Başımıza bunların geleceği belliydi” sözünü söyleten psikolojik duruma geri görüş önyargısı veya geri görüş yanılgısı denir.
Bu kavrama i-knew-it-all-along effect (başından beri biliyordum) veya Hindsight bias da denilir.
Denilir de denilir işte.
Bu hepimizin düştüğü bir tuzak, bize böyle olacağı zaten belliydi dedirten bu yanılgı genelde bir işi tamamladıktan ve başarısız olduktan sonra bizi sarar. Başka psikolojik önyargılar da var ama geri görüş önyargısı bunların en kötüsüdür. Geriye doğru kafanızı çevirip baktığınızda her şeyin çok mantıklı bir şekilde ilerlediği ve bugünkü tablonun oluştuğu görülür ama durum pek de öyle değildir.
Bu yanılgıya düşmemeniz için size bir önerim var, bugünkü durumlara bakın ve geleceğe dair görüşleriniz, not alın. Bu notlara 5 sene sonraki kilo tahminizi, politik tahminlerinizi hatta sağlık durumunuz ile ilgili neler olabileceğini yazabilirsiniz. Tahmin ettiğiniz tarih geldiğinde bu yazıları okuduğunuzda tahmin edemeyeceğiniz şeyler ile karşılaştığınızı göreceksiniz, bunlara bakınca hayatın aslında ne kadar öngörülemez olduğunu anlayacaksınız.
Geri görüş önyargısı bizi kibirli olmaya iter, “ben zaten bunu tahmin etmiştim, başından beri biliyordum” düşüncesi hata yapma payınızı artırır. Hayatı öngörülebilinir şekilde yaşamaya kalkarsanız kötü sonuçları olabilir, bu durum yanlış kararlar almanıza neden olabilir.
Bu psikolojik yanılgı deneyimlerimizden yeni şeyler öğrenmemizi ve tecrübelerimizi hayata geçirmemizi engelleyebilir. Bu durumun getirdiği aşırı özgüven gereksiz riskler almayı ve zarar etmeyi de kolaylaştırır.
Önyargılardan bahsetmişken Kayıptan Kaçınma Önyargısı yazımı da okuyabilirsiniz.
Şimdi size konu ile ilgili bir örnek vereceğim. Doğum günü kutlaması için ben bir yer ayarlamıştım ama bugün özel bir gün Quick China denen yere gidelim dediler, tamam dedim ve rezervasyon yaptırdım. Rezervasyon yaptırırken 15 dakika erken veya geç gelebilirim dedim ve rezerve ettiğim saati tam 15 dakika geçtiğinde restorana girmiştim. Sizin masanız dolu, şu kenardaki yerde bekleyin dediler ve en az 10 dakika ayakta bekledim. Sonra sizi bir masaya alalım dediler, oturup üstümüzü çıkarınca burası başkasına rezerveymiş dediler ve kaldırdılar. Düşünsenize kişi başı en az 200 lira verip kalkacağınız bir yer size böyle bir rezalet yaşatıyor. Bu durumdan sonra oradan çıktım, çıkarken garson “lütfen durun, durumu düzelteceğim” diyordu. Daha önce “durumu düzelteceğim” diyen garsona inanmıştım ve daha kötü şeyler olmuştu bu sefer oradan çıktım ve bu rezaleti noktaladım. Kendilerine sorsanız gayet kaliteli hizmet verdiklerini söylerler ama müşteri ilişkileri yönetiminin en basit parçası olan rezervasyonu bile beceremiyorlar, neyse onlar kapılarının önünde duran lüks arabalar ile övünmeye devam etsinler
Olay yaşanırken tecrübelerinizi ve iç sesinizi dinleyin ve iş bittikten sonra böyle olacağı belliydi demeden zamanında tepkinizi ortaya koyun. En ucuz kebapçı bile rezervasyon yapan müşterisinin yerini ayırır ama insanları birer rakamdan ibaret gören, gözünü para hırsı bürümüş ve deneyim ekonomisi yardımı ile tavuk gibi soyan bu ahlaksız işletmelere böyle yapsalar da para kazandırmaya devam edeceğiz.
Yalın “Keşke oyunlar oynamasaydık” diyor, ben de keşke Quick China’ya gitmeseydim diyorum, zaten müşterilerine bu terbiyesizliği yapan yere tekrar gitmeyeceğim.