Flört sevenleri için güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Müzik dünyasının sevilen adamları cevaplıyor..
Aslında köklü ve eski bir grupsunuz. Ama hiç popüler kültüre kapılmamışsınız. Sizi dinleyen kesim biraz daha elit bir kesim. Neden herkes gibi olmak istemediniz?
Ozan Kotra: Bizim müziğe başladığımız dönemde gerek Türkiye’nin, gerek dünyanın sanat konjektörü zaten avamlaşıyordu. Ben 1989 yılında müziğe başladım, 1991 yılında ilk kez sahneye çıktım. 1991 yılında Türkiye ve dünyada yapılan müzik tarzım değildi. Elvis Presley dinliyordum, Beatles dinliyordum. MFÖ, Barış Manço, Cem Karaca gibi ağabeylerle büyümüştüm ama bizim sıkı müzik yaptığımız dönemde popüler olan şey “aboneyim abone” idi. Ben hiç bir zaman hoşlanmadığım şarkılar yapmak istemedim. Çünkü yaşadığın dünyanın kültürünü, müziğini ve sanatını halkın istediği şekilde yaptığında o zaman sen olmuyorsun. Oysa ki sanatçı, insanlara fikirlerini sunan, kendi gelişkinliğini toplumla paylaşan kişidir.16 yaşında karar vermiştim; ben bu dünyanın ve bu kültürün müziğini yapmayacağım. Dinleyicinin benim müziğimi algılamasını bekleyeceğim. Evet, kendi müziğimi yaptım. Biraz zaman aldı ama.
Her şarkının farklı tarzlarda olmasının sebebi bu herhalde
Ozan Kotra: Şarkıların birbirine benzememesinin en önemli sebebi, şarkı yazarının her an hissettiği şeyin aynı olmamasıdır. Her an başka bir an. Dolayısıyla her bir şarkıyı yazdığın anda hissettiğin ruh hali farklı. O şarkıyı yazdığın anın bir başka an ile aynı olması mümkün değil. Evet bir Türk Pop müzik albümünde 10 şarkının 10’u aynıdır.
Çağatay Kehribar: Bir kalıp içerisinde, her biri aynıdır.
Grupların tarzı da birbirinin aynısı.
Çağatay Kehribar: Şablon üzerine gidiyorlar çünkü.
Özellikle internetten sonra daha belirgin hale geldi. Eskiden her sene 2-3 tane müzisyen piyasaya çıkıyordu. İnternetten sonra herkes çalışmalarını paylaştığı için herkes birbirine karıştı.
Ozan Kotra: Biz müziğe başladığımız zaman bizi dinleyecek bir kitle yoktu. Fakat şimdiki jenerasyon bizim müziğimize sahip çıkıyor. Şimdiki gençler, bizim dönemimizdeki gençlere göre çok daha zeki. Biz çok aptal bir jenerasyonduk. Çünkü darbe cocuklarıyız. Aptal yapıldık. Çoğumuzdan bütün o sosyopolitik kültürü topladılar. Bizim müziğimizi kendi jenerasyonumdaki aptallar anlamadı. Anlayan yaşıtlarım bugün hala Flört konserlerinde zaten. Ama bu jenerasyondaki cocukların hepsi anladı.
Acaba sanat okulları belli bir kalıp içerisinde robot öğrenciler mi yaratıyor? Sanatın okulu olmalı mı?
Ozan Kotra: Ben okullardan hep nefret etmiş, eğitim sistemini her daim dandik bulmuş biriyim. Zaten eğitim sistemine tümden karşı olduğum için bana okul lafı pek sempatik gelmiyor. Evet müziğin bir okulu var, eğer birşeyler öğrenmek istiyorsan müzik tarihi bir okul zaten.
Bazı parçalarınızın müziği eğlenceli fakat sözleri acıklı.
Ozan Kotra: Bizde ağlaklık yoktur. Ağlasak bile ben ağladım, sen de ağla diye ağlatırız. Bu insanlara sempatik geliyor. Biz geçmişte yaptığımız bir kaç şarkı dışında samimi olmayan hiç bir sarkı yazmadık. Demli zaten Flört’ün miladıdır. Demliden sonra samimi olmayan hiçbir şarkı asla yazmadık.
Zaten güldürmek daha zordur, ağlatmak çok kolaydır.
Ozan Kotra: Evet. Sanırım Flört müziğinde insanlar umut buluyor. Biz umut dolu insanlarız.
Tasavvufa ilginiz var mı?
Ozan Kotra: Tasavvuf ile ilgilendiğimiz bir dönem oldu. İnsanlar bazı dönemlerde arayış içine giriyor. O arayışlar insanı bazı noktalara getiriyor. Biz buna büyümek diyoruz. Bizim de olmuştur. Fakat şu an aramın dinlerle pek iyi olduğu söylenemez.
Çağatay Kehribar: Çok kafa yorduk ve yoruyoruz. İşin sonucunda kendi yolumuzdan yürüyoruz. Çok fazla teferruat var.
Ozan Kotra: Öldükten sonra ne olduğumuzu bileceğiz. Ama ben Tanrıya inanıyorum, ateist bir durumum yok ama gerisi ile pek barışık değilim.
Çağatay Kehribar: Çok kirlendiğini düşünüyorum.
Ozan Kotra: Dindarlarla aram iyidir. Dincilerle aram yoktur. Çünkü din, dil, ırk ayrımına dayalı her türlü sosyal oluşuma karşıyım. Milliyetçilikten de hoşlanmam. Ama vatanseverliğin önemli bir şey olduğunu düşünüyorum.
Bence hayvan öldürmenin insan öldürmek kadar cezası olmalı..
Sınırlar kalksa daha mutlu olur muyduk? Belki sınırlar kalksaydı savaşlar da biterdi.
Ozan Kotra: İstediğimiz şey zaten elbetteki bu. Hepimiz aynı dünyanın insanlarıyız. Sovyetler ya da Çin’deki gibi bir komünizmin gelmesinden hiç hazzetmem. Ama sosyalist bir düzenin insanlık için daha hayırlı olacağını düşünüyorum. Savaşa gelince ise, bir kere dünyada öldürme olmamalı. Hayvan da öldüremezsin. Bence hayvan öldürmenin insan öldürmek kadar cezası olmalı. Bir araba kediye çarptığı zaman polis falan gelmeli. Düşünsene hayvanları koruyan hiç birşey yok.
Çağatay Kehribar: Kim dünyayı sahiplenebilir ki? Burası benim nasıl diyebilirsin? Bu dünyanın insanlarıyız hepimiz. Neden burası senin, burası benim durumu oluyor ki?
Yeni albümde nasıl müzikler olacak?
Ozan Kotra: Yeni albümdeki şarkılar yine Flört şarkıları olacak. Güzel şarkılardan oluştuğunu düşünüyoruz. Akustik gitarın bol olduğu bir albüm. Flört’ün kendine has beati de arkada geliyor.
Müziğe başladığınız zaman bu işi sanat için mi yoksa para için mi yapmayı hedeflediniz?
Ozan Kotra: Ben 2,5 yaşımdan beri resim yapıyorum. Duvarlara resimler yaparak başladım. Doğduğum günden beri bir sanatçıyım. Uzun süre karikatür çizdim. İyi bir adam olacağımı biliyordum. Bunu da kimseye söylemedim, ilk kez sana söylüyorum. Ben çocukluğumdan beri ünlü bir adam olacağımı biliyordum. Yani içimde o his vardı. Belki müzisyen olmasaydım, sinema oyuncusu olabilirdim, heykeltraş olurdum.
Peki bu bir tahmin miydi yoksa arzu muydu?
Ozan Kotra: Arzu değildi, tamamen içten gelen birşeydi. Bazı insanların öngörüleri vardır. Beynin kabul etmez ama kalbinde vardır.
Siz müziğe başladığınızda kadınları etkilemek gibi amaçlarınız varmıydı?
Ozan Kotra: Tabii ki kesinlikle. Ben hayatımdaki kadınları hep çok sevdim. Annemi çok sevdim, kız kardeşimi çok sevdim, karımı çok seviyorum, sevgililerimi sevdim. Müziğe başlayan her erkeğin, kadınları etkilemeyi istemek gibi bir durumu vardır. Ben ilk 16 yaşında sahneye çıktım, o zamanlar lisenin en havalı çocuklarındandım. 16 yaşındayken Pendik’te dolu konserler veren bir grubum vardı. Zaten o zamanlar “Bekarlar” çok ünlü bir gruptu. Bir mekanda pazartesi günü Bülent Ortaçgil, salı Bekarlar, çarşamba Bulutsuzluk Özlemi, perşembe Erkin Koray falan gibi bir kadroyla çalıyorduk. Yani henüz lisedeyken böyle bir dünyanın içindeyseniz kendinizi süperman gibi hissediyorsunuz. Erkekler, kadınlar tarafından beğenilmekten hoşlanır. Tıpkı kadınların erkekler tarafından beğenilmesinden hoşlandığı gibi.
Aşk şarkısı yaptığınız zaman eşiniz gelip kime yaptın diye soruyor mu?
Ozan Kotra: Eşim de sanatçı. O yüzden bu konularda pek ses çıkartmaz. Zaten en çok ona şarkı yazmışımdır sanırım.
Bizim dönemimizde sabah sular akmazdi.Akşam gelirdi buz gibi suyla yıkanırdık tuvalette.
bizim dönemimizde olmadı ki bedavaya dövme yaptıralıö