Amerikalı nörobilimci Antonio Damasio, bir karar almadan önce konuyu duygularımıza da danıştığımızı söylemiş ve bunu ortaya koyduğu Somatik İşaretleyici Hipotezi ile anlatmış. Damasio bu hipotez ile 2014 yılında Grawemeyer Award for Psychology ödülünü kazandı.
Konuyu açıklayan güzel bir atasözü var “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer”
Damasio, bir karar alırken istemsiz olarak ömrümüzün bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçtiğini ifade ediyor. Hayat tecrübesi dediğimiz birikimimiz, olumlu ve olumsuz yaşanmışlıkların bize kattığı işaretler olarak karşımıza çıkıyor. Ani bir karar vermemiz gerektiğinde düşünürken “kalbim ile beynim arasında kaldım” dersiniz ya, işte kalbim dediğiniz şey aslında somatik işaretleyicilerdir.
Bunu argo tabirle söylemek gerekirse, tecrübe yediğimiz kazıkların bileşkesidir.
Beynimiz durumu incelerken tüm olasılıkları değerlendirir, bu işlem yapılırken arka planda somatik işaretleyiciler çalışır, tehlikeli bir durum görürse “Bunu yaparsan tehlikeli sonuçları olabilir, dikkat et” diye bizi uyarır. Bunu yaparken bedenin daha önceki tecrübelerinden yardım alır, 30 cm yükseklikteki geniş bir duvarın üstünden koşarken tereddüt yaşamazsınız ama duvarın yüksekliği 3 metre ise siz ileriye doğru koşmak isteseniz de somatik işaretleyici sizi durdurur “Ne yapıyorsun, bu çok tehlikeli” der. Bu uyarıyı alsak da son kararı beynimiz söyler ve gerçekten oradan koşarak geçmemiz gerekiyorsa bunu yaparız.
Somatik işaretleyicilere “6. His” de diyebiliriz, bu yetenek öğrendikçe ve yaşanmışlıklar çoğaldıkça kendini yeniler ve gelişir. Örümcek adam filmindeki örümcek hisleri tam olarak bu konuyu anlatıyor, bir tehlike olmadan önce örümcek adam tehlikeyi seziyor ve bir anda dikkatle etrafını inceliyor. Bu yeteneğimize rağmen ne kadar çok hata yapıyoruz, düşünün bu yeteneğimiz olmasa neler olurdu?
Konuya örümcek adam ile başlamışken örümcek korkusunu bilimsel olarak anlatan Ata Demirer’in “Araknafobia” şarkısı ile bu yazımı da bitiriyorum.
Şarkıda somatik işaretleyiciden şöyle bahsediyor:
Suçu günahı yok SpiderMan’in,
Kötü davrandın,
Suçlusu sensin…