Ters pazarlamada firma müşteriyi bulmaz, müşteri firmayı bulur. Yeni nesil iletişim mecraları sosyal hayatımızı değiştirdiği gibi ekonomik olarak da geleneksel mecralara sırtını dayayan büyük firmaları zor duruma soktu.
Televizyon, radyo ve gazete reklamları ile yüksek sesle konuşan ve tüketicilerin isteklerinden habersiz olan büyük şirketler etkileşimli iletişim platformları yüzünden artık seslerini keserek müşterilerine kulak veriyorlar. Ürünleri ve hizmetleri firmalar değil tüketici istekleri şekillendiriyor.
Tüketici taleplerinin ön plana çıkmasıyla dijital dinleme denilen konu da önem kazandı. Bir ürün, çıktığında gelen tepkilere göre şekillenip yeni bir formata girebiliyor. Axe isimli deodorant markasının kapaklarının sık sık kırılması sosyal medyada gündeme gelince ve tüketiciler şikayetlerini dile getirince marka önce kapaklarını değiştirdi, sonrasında da “Kırdıysak Özür Dileriz” isimli bir kampanya yaptılar.
Ters pazarlamada firmalar müşterilerine değil, müşteriler satın alma potansiyellerinin olduğu firmalara yanaşırlar. Burada elbette deneyim ekonomisi denilen modelin de etkisi var, müşteriler artık ürünlerin kalitesine değil, o ürünün nasıl hissettirdiğine önem veriyorlar.
Müşterilerin taleplerini üreticilere ulaştırmayı başaran girişimlerin daha başarılı olacağı bir dönemdeyiz. Artık insanlar mağaza gezmek yerine ihtiyaçları olan ürünlerin online içeriklerini inceliyorlar ve diğer insanların görüşlerine önem veriyorlar.
Müşteriler büyük markaların bağırmasına değil artık fenomenlerin ya da influencer hatta mikro influencerların görüşlerine önem veriyorlar ve marka onları çağırmadan kendileri gidiyorlar.
Yarın mikro influencer üzerine yazacağım.
Yazımı bitirirken ülkemizden de bir tersten pazarlama örneği vermem gerekiyordu, biz tersten pazarlamayı biraz tersten anlamış olabiliriz.