Enerji Sektörünün Dünya İçin Önemini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Enerjinin geçmişten günümüze ne kadar büyük önem taşıdığı tartışmasız bir konu. Geçmişe de baktığımızda birçok savaş sırf enerji yüzünden meydana gelmiş, hatta bu yüzden dünya savaşları da çıkmıştır. Enerji büyük bir güç olarak görülmüş ve hemen her devlet enerji kaynaklarına sahip olmak istemiştir. Günümüzde ise birçok ülkenin sanayi ve hizmet sektörü kadar önem verdiği bir konu.
Enerji sektörünün Türkiye’deki konumu için neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye enerji sektöründe birçok ülkeye göre yeni gelişmekte olan bir ülke. Türkiye enerji sektörü 2000’li yıllara geldiğimizde yeni serbestleşmeye başladı. Özel sektörün enerji üretiminde yer alması için yeterince zaman geçmedi. Serbestleşme başladıktan sonra özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesinde Türkiye’de enerji sektörü son 10-15 yıldır çok hızlı yol aldı, alıyor. Türkiye’de enerji sektörü için daha fazla yatırım olmalı, çünkü her geçen gün Türkiye’nin enerji talebinde artış meydana geliyor. Son yıllarda yenilenebilir enerji çok hızlı ilerlemesi de yeterli olmuyor. Bakanlık ise bu sorun için devamlı çözüm üretmeye çalışıyor. Örneğin, kömür ve nükleer yatırımlara yöneliyor.
2017 yılı Türk enerji sektörü için nasıl geçti? İthalat, ihracat ve dış pazarda enerji piyasasının durumu nedir?
2017 yılı geçen yılki hain darbe girişiminden sonra nispeten daha iyi geçti. Bakanlık piyasaların rahatlaması ve üretimin artması için elinden geleni yaptı. Yine bu yıl Milli Enerji ve Maden politikası Bakanlık tarafından açıklandı. Milli Enerji ve Maden Politikası öncelikle yerli kaynakların kullanılmasına odaklanıyor. Bu hem enerji kaynağı olarak düşünülebilir hem de yerli teknolojinin gelişmesi olarak düşünülebilir. Enerji teknolojisinde ilerleyip ihracat boyutuna gelmek nihai hedef.
Enerji sektörü için yapılan yatırımları yeterli buluyor musunuz? Sektörün gelişimi için başka neler yapılmalı?
Enerji sektöründe özel teşebbüsün geç yer alması, Türkiye’de yaşanan siyasi ve terör olayları nedeni ile enerji sektöründe yeterli ilerleme kaydedilemedi, bu anlamda sektörde bir gelişme kaydetmek için mevzuatın daha sadeleşmesi ve bürokrasinin azaltılmasıdır. Bir enerji yatırımı için 70-80 merciye gitmek yatırımcıyı zor durumda bırakıyor.
Enerji sektörünün en önemli sorunları nelerdir? Bu sorunlar için ne gibi çözümler geliştirilebilir?
Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler gibi ülkemiz de Nükleer Enerjiye ve kömüre yönelmiş durumda, olması gereken de böyle zaten. Fakat bu atılımda Türkiye oldukça geç kaldı ve dışa bağımlı hale geldi. Bu konudaki atılımların daha hızlı ve net bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği inancındayım. Tüm yatırımcılar için sektörün istikrarlı, tahmin edilebilir ve şeffaf olması önemlidir. Piyasadaki dengenin sık sık değişmesi sektörde risk faktörünü artırır. Dolayısıyla mevzuatın teşvik edici olması gerekir.
(YEKA) yenilenebilir enerji kaynakları üretiminde Türkiye hedeflenen seviyeye ulaştı mı bu konu hakkında neler yapılabilir? Milli Enerji ve Maden Politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilindiği üzere bu yıl iki YEKA ihalesi başarılı bir şekilde yapıldı. İlki Konya Karapınar güneş Enerjisi YEKA ihalesi idi. İkincisi ise rüzgar enerjisi YEKA ihalesi yapıldı. Bu iki ihalenin yoğun taleple ve istenen rakamlarla bitirilmesi sektöre ve piyasaya olan güveni göstermiştir. YEKA uygulamalarının kapsamının ilerleyen günlerde genişleyeceğini düşünüyorum. Kömür YEKA alanları açılabilir. Bu uygulamalar Milli ve Yerli Enerji ve Maden Politikamızın geliştirilmesi için olumlu ilerlemelerdir. Milli Enerji ve Maden Politikası Türkiye için bir devrim niteliği taşıyor. Politikanın hayata geçmesi ile Türkiye’nin Dünya enerji piyasasındaki konumu değişecek.
Nükleer enerji konusunda ne düşünüyorsunuz? Türkiye nükleer enerji üretimine hazır mı?
Türkiye Nükleer Enerjiye geçişte eski yönetimlerden kaynaklı çok gecikmeler yaşadı. İlk Nükleer Enerji çalışmaları 1950’ler de başlamış ancak yıl 2017 oldu hala üretime geçemedik. Son 10 yılda kaybettiğimiz zamanı kazanmaya çalışıyoruz ancak tabi eskiyi telafi etmek kolay olmuyor. Bu nedenle Nükleer Enerji konusunda kararlı ısrarlı bir çalışma içinde olmak gerekir ki, Bakanlığın tutumu gördüğümüz kadarıyla bu yöndedir. Nitekim önümüzdeki günlerde 3. Nükleer santral çalışmalarının başlayacağı yönünde gelişmeler vardır. Türkiye enerji arz güvenliğini sağlamak ve korumak için Nükleer Enerjiye geçmek zorundadır. Bunun başka bir yolu yoktur. Dünyada gelişmiş ülkelerin çoğunda 5’er 10’ar nükleer santrali varken bizim bunu hala tartışıyor olmamız çok doğru değil.
EIF 2017 Kongresi Türkiye enerji sektörüne ne gibi katkı sağlayacak?
EIF Türkiye’nin en büyük enerji etkinliğidir. Bu yıl 8-10 Kasımda Ankara Congresium’da etkinliğimizi gerçekleştireceğiz. Bu etkinlik; Uluslararası bir platformda sektörün öncülerini buluşturarak hem yabancı yatırımcıların Türkiye’deki enerji sektörü hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayacak hem de Türk bürokrasisi ile tanışacak. EIF Kongresi’nde enerji kaynağı ayrılmadan; yenilenebilir enerjiden nükleere, kömürden, petrole kadar tüm konular detaylarıyla incelenir. Geçtiğimiz 9 yılda EIF’in en önemli özelliklerinden biri bu olmuştur. Bu yıl ise Ali Saydam’ın da katılımları ile Türkiye’de ilk defa gündeme gelecek olan kamu diplomasisi ve iletişim konusu tartışılarak ve hem yatırımcıya hem de bürokrasiye düşen görevler belirlenecek.
Kaynak: Boss Life Dergi