Son günlerde en fazla tartışılan konulardan biri de reklam sektöründe yaşanan değişim. Sektörün en önemli dergilerinden biri olan Marketing Türkiye’de son sayısında “Winter is coming” başlığını kullandı. Yani ciddi ciddi sektör çöküyor, ajanslar kapanıyor. Yüzlerce grafik tasarımcı iş işin biz PR şirketlerine başvuruyor. PR şirketlerinde de durum farklı değil. Yazılı ve görsel mecralar hızla tükeniyor. Düşünün bir zamanlar ansiklopedi gibi çıkan devasa gazeteler bugün 10-20 sayfada kalıyor, tirajlar dipte, her hafta şu kurum 30 bu kurum 50 çalışanı ile yollarını ayırmış haberleri geliyor. Elbette sorun Türkiye ile sınırlı değil, tüm dünyada tükeniş var.
The New York Times son dönemde 100 redaktöründen 55’i ile yollarını ayırmış. Yani PR’da da sırtlarını sadece bu mecralara dayayanlarda sıkıntı yüksek. Geçenlerde gazeteci bir arkadaşım PR şirketlerinden hergün onlarca mail gelirken şimdi bazı günler hiç mail alamadığını söylüyor. Burada da kapanan kapanana. Peki ne olacak? Ekonomi büyüyor, firmalar kendilerini nasıl anlatacaklar? Tabiki sosyal medya ile. Zaten son dönemde irili ufaklı çok sayıda firmanın sosyal medyadaki değişik atraksiyonlarına şahit oluyoruz. Bazıları çok keyifli. Tamam işte tanıtımın kralını yapmışlar denilen cinste. Ama burada da ciddi bir geçiş sürecindeyiz. Çünkü sosyal medyada tanıtımın etkin olması, akılda kalabilmesi için iyi bir algı yönetimi ve sürdürülebilir çalışmalara yani güçlü bir PR desteğine ihtiyaç var. Bugün restoranından oteline kadar binlerce işletme sosyal medya hesabı açıyor ve bunları biraz tasarım yapabilen kişilere emanet ediyor.
Onlar da güne “günaydın” ile başlıyorlar. Cuma geldiğinde “güzel bir hafta”, bayramlarda da “neşeli bayramlar” diliyorlar o kadar. Bu tanıtım değil sadece boşluk doldurma. Onlar günü gelip yol alamadıklarını gördüklerinde çalacakları kapı bu işi PR omurgası ile yapabilen şirketler olacak. Bu arada gelecek gördüğüm tek klasik medya mecrası dergiler. Çünkü onlar prestij unsuru olarak varlıklarını sürdürecekler, hatta bugünden daha iyi noktaya gelecekler. Tabi burada da hakkını verenler yol alacak. İşin özeti artan rekabette tanıtımı bırakma söz konusu bile değil, sadece kabuk değişikliği oluyor. Bu noktada direnenler kaybettikleri için reklam sektörü çöküyor gibi sesler yükseliyor. Tam aksine sektör çökmüyor daha da büyüyor. Çünkü kişiler daha hızlı tüketiyor ve her gün her saat ilgi alanlarındaki kişi ve kuruluşlardan farklı mesajlar bekliyorlar.
Kaynak: Boss Life Dergi