Pireler çok yükseğe zıplayabilir, bu özellikten yola çıkan bilim insanları bir avuç pireyi bir cam kabın içine koyarlar. Cam kabın metal zeminini ısıtırlar, bundan rahatsız olan pireler zıplamaya başlar, zıplayan pireler 30 cm yüksekliğindeki bu camın üst kısmına çarparlar ve geri düşerler. Defalarca üstteki cama çarpan pireler sonunda en fazla 30 cm zıplamaları gerektiğini anlarlar. Pireler cam tavana çarpmadan kısa zıplayışlar yapmayı öğrenirler. Bunu gören deney sahipleri ikinci aşamaya geçerler ve 30 cm yüksekliğe konulan camı kaldırırlar. Cam kalksa da bir değişiklik olmaz, pireler yine 30 cm altı yüksekliğe zıplamaya devam ederler. Üstlerinde cam yoktur ama artık öğrenilmiş çaresizlik moduna girmişlerdir.
Kendi cam tavanlarımızı kırmadan ilerleyemeyiz. Gelebileceğimize inandığımız en üst nokta bizim için çok düşük bir kademe olabilir, hedefi her zaman en üstte tutmalıyız. Bunu dediğimde aklıma Malcolm Gladwell’in 10 bin saat kuralı geldi.
Bugün 84. gün, 84 dediğimde aklıma müzik grubu olan Seksendört geldi elbette. O zaman örneği bir gitar üzerinden verebiliriz. Elleri olmayan bir çocuğun gitar çalması imkansız değildir, 10 bin saat çalışmak size imkansız engelleri aştırabilir. Nasıl oluyor derseniz bir Mark Goffeney videosu izleyebilirsiniz.
(Bu yazıda 170 kelime var) #100Gün100Kelime’de 84. gün sona erdi.