Bahaneler (98. Gün)

Bugün 98. gün…

98 gündür sabah 6.00’da kalkıp yeni bir yazı yazıyorum, bugün size neden bunu yaptığımı anlatacağım.

Web sitem yaklaşık 5 yıldır açık, siteme yılda ortalama 4-5 yazı eklerdim. Blog kısmını daha aktif hale getirmek için haftada bir yazı yazmaya karar verdim, ilk hafta yazı yazdım ama ikinci hafta yazmaya vaktim olmadı. Haftada bir yazmaya vaktim yok bari ayda bir güzel bir özet yazayım dedim, ilk ay yazdım ama ikinci ay devam edemedim.

Sonra kendime sordum, “ayda bir bile yazı yazamıyorsam bunun sorumlusu kim?” diye, zaman problemi bir bahaneymiş, tek sorun bahanelermiş. Kendime bir ceza verdim ve “100 gün boyunca sabah 6.00’da kalkıp en az 100 kelimelik bir yazı yazacağım” dedim.

Kulağa nasıl geliyor bilmiyorum ama 100 gün 6.00’da kalkmak başlı başına zor bir iş. Gece kokoreççiye gidip sabaha doğru 4 gibi eve gelip 1 saat uyuyup 6.00’da kalktığım oldu. Uzun yola çıkarken arabada veya otobüste çok yazı yazdım. Bazı günler telefonun çekmediği bir dağda yazı yazmak için sabah 6.00’da aşağı indim sonra geri çıktım. Bu 100 günün 43’ü Ankara’da değil başka bir şehirde yazıldı (Cumartesi bitiyor ve ben haftaya da İstanbul’dayım)

En çok sorulan sorulardan birisi, “Tolga sen bu yazıları toptan yazıp öyle mi paylaşıyorsun?” oluyor. Gün içinde yazı yazmaya vaktim olmuyor ve dikkatimi toplayacak enerjim de olmuyor. Gerçekten şunu fark ettim, bir iş üretmek istiyorsam sabah erken uyanmam lazım yoksa gün içinde bu karmaşada bir şey üretmek imkansız.

Bir de öğrencilere bir tavsiyem var, boş vaktin kıymetini bilmeleri gerekiyor. Ben sağlık meslek lisesi bittikten sonra 18 yaşında memuriyete atanan birisi olarak okul hayatımı istediğim gibi yaşayamadım, ne okuduysam açıktan okumak zorunda kaldım. Öğrenciliğin kıymetini bilmek gerekiyor. Bir öğrencinin 24 saatlik öğrenme ve gelişme zamanı vardır, tüm gün görevi budur. Ben bir öğrenci kadar kendi gelişimime zaman ayırmak istersem 12 gün boyunca sabah 6.00’da kalkmam gerekiyor. 12 gün boyunca 2’şer saat erken kalkarak bir öğrenci kadar vakit ayırabiliyorum kendime.

İş hayatının temposuna bir kere dalarsanız kendinizi geliştirmeye vakit bulamazsınız. Benim bir gözlemim var, ilerlemek ve yükselmek için ücretsiz ve gönüllü çalışmalıyız. Bu nasıl olacak hemen açıklayayım, çalıştığınız iş için maaş alıyorsunuz ve sizden beklenen zaten iyi çalışmanız aynısı okul için de geçerli ders çalışmak için not alıyorsunuz ve her şeyin karşılığı net şekilde belli. Bunları iyi yaparak sadece yerinizi korursunuz, bunların ötesine geçmek lazım. Gönüllü olarak projeler yapmak gerekiyor.

100 günlük yazı fikri buradan çıktı, birisi size ücret verse bile 100 gün erkenden kalkıp yazmazsınız, bu yazı maratonu bana çok şey kattı. Gelişim için kendinizi zorlayın, sadece bahane üretmeyin, konfor alanından çıkın ve üretin, ne olursa olsun bir şey üretin.

(Bu yazıda 428 kelime var) #100Gün100Kelime’de 98. gün sona erdi.