“21. yüzyılın câhilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır.”
Alvin Toffler
Bugün web 2.0’ı kullanıyoruz, internette etkileşimli bir yapının içindeyiz. Kullanıcılar hem bilgi alıyor hem de bilgi kaynağı oluyor. İnternet okuryazarlığının iki kademesi var; ilk kademede kullanıcılar bilgiye ulaşıyor, okuyor, anlıyor ve en iyi şekilde kullanıyor. İkinci kademede ise kullanıcılar bilgileri üretiyor, paylaşıyor veya yorum yapıyor.
Herkesin bilgi kaynağı olduğu bir sistemde bilgilere güvenebilir miyiz? Elbette hayır!
Günümüzde okullarda internet okuryazarlığı eğitimi veriliyor ama bu konuya daha fazla önem vermemiz gerekiyor. İnternette yazılan bilgilerin hepsinin doğru olmadığını, bir bilgiyi paylaşırken veya uygularken teyit etmek gerektiğini iyi anlatmak lazım…
Bilginin değeri çokluğu ile orantılı değildir. İnternette çok fazla bilgi olsa da buna güvenmemek gerekiyor, bence kitaplar hala en doğru ve en değerli bilgi kaynağı.
En önemli anlarımızı izlemek yerine telefon ile fotoğrafını veya videosunu çekiyoruz yani hatıralarımızı telefonda saklıyoruz, tüm şifrelerimiz ve unutmamamız gereken notlar telefonumuzda kayıtlı, ezberimizde çok az telefon numarası var nasıl olsa hepsi rehberimizde var. Cep telefonumuz, bilgisayara taktığımız bir harici bellek gibi çalışıyor ve beynimizin haricinde ikinci bir depolama organımız gibi iş görüyor, hatta beynimizde tutmamız gereken çoğu bilgiyi de orada sakladığımız için kafamız daha da rahat ediyor. Aynısı uzmanlık alanlarımız için de geçerli olabiliyor, aklımızda tutmak yerine bir internete bakayım diyebiliyoruz. Buna, “Dijital Cahillik” diyorlar.
Günümüzde bilgiye ulaşmak değil bilgileri doğru işleyebilmek önem kazandı. Herkesin bilgi kaynağı olduğu günümüzde en hızlı bilgi toplayıp yayınlayanlar değil haberleri doğru ve hızlı şekilde teyit edenler kazanacak.
(Bu yazıda 246 kelime var) #100Gün100Kelime’de 10. gün sona erdi.