Egzersiz ve Spor Psikolojisine Yeni Bakış Açısı

Ebru Yıldırım

Psikolojik Performans Antrenörü

[email protected]

Hayat bir problem değildir, onu bir problem olarak ele almak yola yanlış andımla başlamaktır. “Osho“

Spor, kurallara dayalı yarışma, mücadele, kazanma- kaybetme gibi kavramları ile bütün kültürlerin ortak parçasıdır. Oyuncunun tazı gibi koşmasına rağmen tavşan yakalayacak beceride olmadığını düşünüyorsan spor psikolojisine hoş geldin demektir.

Futbol antrenörlüğü zorlukların asla tükenmediği bir meslektir. Bu zorlukların büyük bir bölümü de insanoğlunun düşünceleri ve bilinç seviyesi ile ilgilidir. Her zaman sizinle kapışmaya, size kafa tutmaya meraklı insanlar vardır. Otoriteyi sağlamak için “doğru kişiye, doğru nedenle ve doğru biçimde tepki gösterebilmek“ gerekir.

Spor Psikolojini en son çare olarak görüp, birkaç takım toplantısı ve birebir yapılan görüşmeler sonrasında sonuç beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Spor psikoloğu, mentor veya danışman sorunu çözmez, nasıl çözüleceği ile ilgili yol gösterir.

Hemen şimdi bu satırları okurken bir
aynanın karşısına geçip küçük bir soru- cevap egzersizi yapalım. Bu çözüme ulaşabilmenin en kısa ve en önemli bölümüdür. Cevaplarını gözlerinin içine bakarak ver sonra onları bir kağıda yaz.

Profesyonel futbolu yaşamımızın güzel bir sosyal aktivitesi olarak görmeliyiz. Görebiliyor musun? Hoyratça tüketmeyi, düşmanlığı, kaybetmenin acısını yaşamak yerine sporun güzelliklerini ön plana çıkarmalıyız. Çıkarabiliyor musun? Her zaman önemli olan amaca göre aklın ve bilimin ışığını kullanabilmektir. Yeterince kullanabiliyor musun? Şimdi cevaplarını sesli bir şekilde oku. Farklı bir kağıda gitmek istediğin hedefini yaz ve düşün geçmişini, geleceğini ve şimdini söylemlerine mi odaklısın yoksa eylemlerine mi ? Şimdi harekete geçmek için ilk olarak ne yapacaksın ?

Egzersiz ve Spor Psikolojisine

Yeni Bakış Açısı

Hayat bir problem değildir, onu bir problem olarak ele almak yola yanlış andımla başlamaktır. “Osho“

Bütün her şey devam ederken her teknik direktör hassaslaşır. Kendisine değer verilip verilmediğini sorgular. Böyle durumlarda özgeçmişiniz ne
kadar kuvvetli olursa olsun kendinizi savunmasız hissettiğiniz zamanlar yaşarsınız. Başarısız olma korkusu ve çoğu zaman tek başına kalmışlık duygusu tepkisel davranışlarınızı da beraberinde getirir, hatalı davranışlar ve kararlar almaya elverişli zamanlar tam da bu zamanlardır. Çünkü insanın ölüm korkusundan sonra en çok korktuğu şey kaybetme korkusudur.

İç sesini, odaklanmanı ve motivasyonunu yüksek tutabilirsen bu durumla baş edebilirsin.

Kalitesizliğin sonucu kalitenin kendisini üretmekten daha pahalıdır. Daha da önemlisi emeğimizi, zamanımızı ve inancımızı yok eder. Bu yolda inançlarının ne kadar önemli olduğunu biliyor musun? Peki senin inançların ne yönde? Bu inançların seni ileriye mi götürüyor yoksa geriye mi?

Hayalini kurduğumuz her şeyin; sürece, yatırıma, programa , plana, fedakarlığa ihtiyacı vardır. Bu saydıklarımız niyet edilip, istenince sabahtan akşama değişecek durumlar değildir. Bu yolda felsefemiz ısrarcı biçimde kademe atlayana kadar pes etmeden, öğrenmeyi sürekli kılarak gelişmeye çalışmak olmalıdır. Örneğin; ilk ayak içi pasınızı hatırlayın. Futbola ilk başladığınız zamanlarda istediğiniz noktaya istediğiniz kuvvette atabiliyor muydunuz? Ve şuan ki tekniğiniz ve kuvvetinizle bunu karşılaştırın. İşte beynimizde böyle çalışır. Doğru filtrelerle algılamaya başlayana kadar tekrara ihtiyacımız var. Beyin programlarla çalışır. Bir sorun karşısında aşağıdaki programlar devreye girer.Genellemeler

Çarpıtmalar İnançlarını güzelleştir bu davranışlarına yansıyacaktır.

Davranışların ise sen kim olduğunu belirleyecektir. Enerjini yapmak istediklerine harca…

Kaynak: Boss Life Dergi