Güven Erkin ERKAL, kendisini nasıl bu işlerin içinde buldu?
Heavy metal dinleyicileri yaşanan bir dizi intihar ve bir cinayet sonrası, topyekün satanist olarak damgalandı.
1984 ilkbaharıydı. 18 yaşımdaydım. 80’lerin rock gruplarından Speed, Kadıköy, Kızıltoprak’ta bir çatı katında işlettiği prova stüdyosunu bana devretti ve güneye tatile gitti. Asım Can Gündüz, Egzotik Band, Ra, Whisky ve Devil gibi ilk kuşak grupların ardından yeni isimler yükseliyordu. Kolon, Akbaba, Dizel, Mavi Sakal, Meridian ve Aqua gibi 80’lerin ikinci yarısına imza atacak olan gruplarla çalışmaya başladım. 1986’da İlhan İrem’le Bursa Rock Festivalini yaptık. Güner Hasanoğlu ile Çatı Müzik Stüdyosunu tekrar Bahariye’de açtıktan sonra, Moda Sineması’nda sergi ve konserler yaptık. Tek sayılık bir rock dergisi çıkarttık. Dönemin müzik dergisi Stüdyo İmge de çok yardımcı oldu. Derken askerlik nedeniyle bir ara ve 1988’de tekrar organizasyon işlerine dönüş. 1994de özel radyo ve tv’lerin yaygınlaşmasıyla müzik programcılığına ağırlık verdim.
Türkiye’de müzik nereye gidiyor?
2000’lerden beri müziğin başından dert eksik olmuyor, Heavy metal dinleyicileri yaşanan bir dizi intihar ve bir cinayet sonrası, topyekün satanist olarak damgalandı. Marmara depremi, ekonomik krizler, mevcut iktidarın alkole karşı tutumu ve yapılan düzenlemelerle sponsorluk desteği büyük ölçüde kayboldu. İnternet hem avantaj hem de dezavantajlar sağladı. Tüm bu olumsuzlukların ardından, müzik yapma dürtüsü ağır bastı ve rock daha güçlü bir biçimde yükselişe geçti. Bir zamanlar barlarda İngiliz rock gruplarından coverler yapan bir çok grup, piyasanın ana akımında tepelere yerleşti. Şimdi onların derdi gereğinden fazla “buralı olmak”la ilgili. Tabandaki dinleyici bunu yadırgarken, yeni ve gelip geçici kalabalık kitleler ise onları sahipleniyor. Kalcılık meselesini tartışmayı geleceğe bırakmak gerekiyor. Alternatif kulvardaki isimler de çok güçlü. Onlar içinde de kendilerini bozmadan piyasada başarılı olma çabası gösteren gruplar ve solistler var. 2016 yılına dikkat! Yeni jenerasyon yıldızları ve günün yıldızları içinden kimlerin kalıcı olacağını o günlerde göreceğiz.
Türk rock grupları son zamanlarda kendi müziklerini değil de sanki piyasa için birşeyler yapıyor gibiler. Türk rock müziği arabeskleşmeye mi başladı?
Az önce barlarda brit pop – rock yapan gruplardan söz etmiştim. Aralarından Zakkum, Kolpa, Seksendört ve Gripin gibi isimler, bu anlayışın üstüne “buralı olma” arayışını ekledi ve eserler üretti. Ortaya çıkan kimya bu. Bu ürünler de sadece yapan grupları bağlar. Ülkenin rock müziğini tümden adlandırması söz konusu olamaz. Avangard arayışlar da bir ivme kazanmış durumda, heavy metal ve diğer ekstrem türler de. Herkes zaten ama küçük ama büyük dilim, zaten piyasası için bir şeyler yapıyor.
Kendiniz için nasıl bir çalışma ortamı tercih ediyorsunuz?
Mümkün olduğunca ofis ortamından uzak. Arşivimin kontrolden kaçtığı zamanlar olsa da evim en güzel çalışma ortamı.
Türkiye Rock Tarihi” isimli bir kitap çıkarttınız. Bu kitaptan bahsetmek ister misiniz?
Türkiye’de Rock’n Roll’un başlangıcı nasıl oldu mümkün olduğunca derli toplu sunmaya çalıştım. Hatta bu sürecin başlamasına neden olan caz tarihimizi de dikkatle ve yine yeni bilgilerle donatıp sunmak istedim. Kitabın sonuna da 60’lardan 70’ler sonlarına dek çıkan 45’lik ve LP kapaklarından oluşan görsel bir kılavuz ekledim. Plak avcıları için benzersiz bir başvuru kaynağı oldu.
Tam aldığım sırada telefonum çaldı. Anneannemi kaybettiğimi öğrendim.
Kitabı yazma aşamasında başınızdan geçen ilginç bir anı oldu mu?
Yaklaşık bir yıl boyunca peşinden koştuğum bir bilgi vardı. Mütareke günlerinde buraya Fransa’dan bir saksafon getiren müzisyenle ilgili. Hakkında yeni bilgi ve belgeler sunmak istedim. Bu kişiyle ilgili dokümanların bulunduğu haberi geldi. Almaya gittiğimde sahaf arkadaş zarfı bana uzattı. Tam aldığım sırada telefonum çaldı. Anneannemi kaybettiğimi öğrendim.
Başınız sağolsun. Yeni bir kitaptan bahsetmiştiniz, yeni kitap neyi anlatacak?
Türkiye’nin daha çok matbu tarihiyle ilgili bir kitap. Belki de en “güzel” tarihimiz. “Osmanlı’dan günümüze Pin Up”
Başka projeleriniz var mı?
Pin Up tarihimizin ardından “Türkiye Rock Tarihi”nin 80 sonrası dönemi geliyor; “Şeytanın Çocukları”. 2015 yılı içinde “Türkiye’nin Fantastik Tarihi” adlı bir çalışmam olacak. Bilim kurgu ve fantastik severlere renkli bir başvuru kaynağı olacak sanırım. Eğer zaman kalırsa da şu günlerde tekrar yükselişe geçen fotokopi fanzin furyası beni de etkilemiş durumda. Eski Yüxexes dergisinden arkadaşlarla ben de fotokopiciye gidebilirim.
Heavy metal tarzın da okudum boğazım ağrıyor
Heavy Metal’in doğuşu