TÜRKİYE’DE TEKSTİL ÜRETİMİ
Yazar: Aybüke Yetim
[email protected]
Tekstil ve hazır giyim sektörü, 1980 yılında uygulamaya konulan ihracata yönelik kalkınma politikası ile hızla büyümeye başlamış ve bu tarihten itibaren sektöre yapılan yatırımlar artmıştır. Tekstil ve hazır giyim sektörü birlikte değerlendirildiğinde, gayri safi yurt içi hasıla, imalat sanayi ve sanayi üretimindeki pay, ihracat, ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, istihdam, yatırım gibi makro-ekonomik büyüklükler açısından Türkiye’nin önemli sektörlerinden biridir. Bugün Türk tekstil ve hazır giyim sektörü büyük oranda ihracat odaklı bir sektördür. Mevcut kapasiteler yurt içi talepten oldukça fazladır.
Türk hazır giyim sektörü 2014 yılı itibariyle %3,4 pay ile dünyanın 8. büyük hazır giyim ihracatçısı konumundadır. AB ülkelerine tekstil ve hazır giyim ihracatında ise ülkemiz Çin, Bangladeş ve Almanya’nın ardından 4. sırada yer almaktadır. Bugün, hazır giyim sektörü, üretim ve istihdamdaki büyük ağırlığıyla ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinden birisi konumundadır. Sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin çoğu küçük ve orta büyüklükteki işletmeler niteliğindedir. Sosyal Güvenlik Kurumu 2014 yılı istatistiklerine göre, Türkiye genelinde giyim eşyaları imalatında faaliyet gösteren firmaların sayısı 35.000 civarındadır. Bu firmalarda kayıtlı yaklaşık 500.000 kişi istihdam edilmektedir. Türkiye’de üretilen hazır giyim ürünlerinin büyük bir kısmını pamuklu ürünler oluşturmaktadır. Sektörün pamuk, yün, iplik ve kumaş gibi hammadde ve ara malı ihtiyacı büyük ölçüde yurt içinden karşılanmakla birlikte, önemli miktarda ithalat da gerçekleştirilmektedir.
Türkiye dünyanın 8. büyük pamuk üreticisi olmasına karşın, yerli üretim iç talebi karşılamamaktadır. Ülkemiz dünya pamuk tüketiminde 4. sırada almaktadır. Sektörün sahip olduğu başlıca avantajlar hızlı teslimat, hedef pazarlara olan yakınlık, teknik, sosyal ve idari bilgi birikimi, tecrübe, geniş ürün yelpazesi ve tasarım kapasitesi olarak sıralanabilir. Hazır giyim sektöründeki büyük firmalar son zamanlarda yurt içinde ve yurt dışında mağazalaşmaya yoğunlaşmışlardır. Türk hazır giyim sanayi esnek üretim yapısına sahip olup, değişen moda eğilimlerine de uyum sağlayarak yüksek katma değere sahip, modalı ürünler üretir konuma gelmiştir.
Dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde çevre, kalite, sağlık vb. alanlarda yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak bu konularla ilgili çeşitli düzenlemelere ve uygulamalara gidilmektedir. Bugün, hazır giyimde en önemli pazarımız olan AB’de çevre ve sağlıkla ilgili olarak yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak, pek çok ürünün yanı sıra tişörtler için AB çevre etiketi geliştirilmiştir. Buna bağlı olarak da kalite yönetim sistemlerine uygun faaliyet gösteren firmaların sayısı hızla yükselmektedir. Sektör Avrupa’da uygulamaya konan çevre ve sağlıkla ilgili düzenlemelere uyum sağlamıştır. Azo boyar maddelerle ilgili özellikle Almanya’da başlayan gelişmelerin bir sonucu olarak,
1 Mart 1995’den itibaren söz konusu boyar maddelerin Türkiye’de üretimi, kullanımı ve ithali ile söz konusu aminlerin boyar madde üretiminde kullanımı yasaklanmıştır
Türkiye’nin tüm sektörler dâhil 142 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiği 2016 yılında, tekstil sektörünün payı %6,9 oldu. Yine bir önceki yıl Türkiye tekstil ürünlerinin en çok ihraç edildiği AB ülkeleri sırasıyla Almanya, İngiltere, İspanya ve Fransa iken, 2017 yılında Bulgaristan Fransa ve İspanya‘yı geçerek 3. sıraya yerleşti. ABD ve İran ortalama 500 milyon dolarlık ihracat rakamları ile en çok ihracat yaptığımız diğer ülkeler. Son yıllarda Türkiye’nin tekstil ihracat artışında öne çıkan diğer ülkeler ise Polonya, Kırgızistan, Ürdün, Çek Cumhuriyeti, Azerbaycan, Tunus.
TÜRKİYE KÜRESEL TEKSTİL İHRACATINDA DÜNYA BEŞİNCİSİ
Dünya genelinde en yüksek tekstil ürünleri ithalatı yapan ilk beş ülke ülke/bölge sırasıyla AB, ABD, Çin, Vietnam ve Japonya olarak sıralanıyor. Türkiye’de 6 milyar dolar ile bu listenin 9. sırasında yer alıyor. Küresel çapta en yüksek tekstil ürünleri ihracatı yapan ilk beş ülke/ bölge ise sırasıyla Çin, AB, Hindistan, ABD ve Türkiye. Türkiye’nin 6 milyar dolar tekstil ürünü ithalatına karşılık ihracatı ise 11 milyar dolar seviyesinde.
TÜRKİYE’DE TEKSTİL ENDÜSTRİSİNİN MEVCUT DURUMU
Tekstil ve hazır giyim sektörü ülkemizin geleneksel sanayi kollarından olup, ihracatta gösterdiği başarı ile sanayide önde gelen vazgeçilemez sektörlerden biridir. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü halen en fazla dış ticaret fazlası veren sektördür. Buna ek olarak oluşturduğu istihdam ile işsizliğin azalmasına ve toplumun refahına çok ciddi düzeyde katkıları mevcuttur . Tekstil ve hazır giyim sektörü birlikte değerlendirildiğinde ülkemiz GSYH’nın%10’unundan fazlasını sağlamaktadır. Sektörler ürün kalitesi, moda ve eğilimleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisi itibarıyla dünyada çok özel bir yere sahiptir.
Sektörün İşyeri Sayısı ve İstihdamı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2010 yılı kayıtlarına
göre 10.030.810 zorunlu sigortalı arasında 2.876.529’u imalat sanayinde kayıtlıdır. Bunlardan 14.624 işyerinde 356.477 kişi
tekstil imalatında, 28.411 işyerinde 390.140 kişi hazır giyim imalatında istihdam edilmektedir. Buna karşılık kayıt dışılık dikkate alındığında, tarım ve hizmet sektörleri dâhil tüm sektörler içinde tekstil ve hazır giyim sektörlerinde yaklaşık %12 civarında bir istihdam sağlanmaktadır.
Kayıtlı-kayıtsız çalışanlarla birlikte 450.000 kişi tekstil sanayinde, 1.500.000 kişi de hazır giyim sanayinde olmak üzere, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde toplam 2.000.000 civarında kişinin çalıştığı tahmin edilmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre tekstil sektöründe en büyük istihdam (50–249 çalışanı olan) orta ölçekli işyerlerinde sağlanırken hazır giyim sektöründe istihdam (50 çalışanın altında olan) küçük ölçekli işyerlerinde yoğunlaşmaktadır.
Sektörün AR-GE Faaliyetleri
Dünya genelinde AR-GE harcamaları 1995–2010 yılları arası yaklaşık 3 kat harcamaya ulaşmıştır. AR-GE yapan ülkeler arasında ABD, Kanada, Çin ve Japonya ilk sıralarda yer almaktadır[3]. Milli gelirlerinin %2-3’ünü AR-GE’ ye ayıran ABD gibi ülkelerin AR-GE ’ye ayırdıkları payın Türkiye’nin GSMH’ sına neredeyse eşit olduğu görülmektedir[3]. Ülkemizde de GSMH’nin içinde AR-GE harcamalarının payı gittikçe artmaktadır.
2007 yılında bu pay %0,76 iken 2009 yılında %0,85 düzeyine çıkmıştır. AB’nin Lizbon Kriterlerine göre bu oranın %3 olması gerekmektedir [3]. TÜİK’in son yayımladığı 2009 yılı verilerine göre imalat sanayi içinde AR-GE harcamalarının oranı tekstil sektöründe %2,46; hazır giyimde %0,62 oranında gerçekleşmiştir. İmalat sanayinde çalışan ARGE personeli sayısı bakımından yapılan değerlendirmede ise tekstilde %3,64, hazır giyimde %1,39 oranında AR-GE personeli istihdamı sağlanmıştır. Sektörün kayıtlı istihdam oranları dikkate alındığında AR-GE personeli açısından bu oranların diğer sektörlere kıyasla düşük kaldığı söylenebilir.
Sektörlerde AR-GE alanında yapılan çalışmalar daha çok nano-teknoloji ile üretilmiş ürünler, fonksiyonel tasarımlar, düşük maliyetli çevreci yaklaşımlar, farklı sektörlere yönelik yeni teknik tekstillerin geliştirilmesi, geri-dönüşüm ürünlerin teknik tekstillerde değerlendirilmesi gibi konularda çalışmalar yürütülmektedir. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kayıtlarına göre 2011 yılında 5746 Sayılı AR-GE Kanunu kapsamında muafiyetlerden yararlanan 14 sektörde faaliyet gösteren 94 firmanın 6’sı tekstil/hazır giyim sektöründe faaliyet göstermektedir. AR-GE merkezi olan 14 sektörde çalışmakta olan 12.321 tam zamanlı AR-GE personelinden 359’u (%3’ü) tekstil sektöründe çalışmaktadır. AR-GE personeli açısından tekstil/ hazır giyim sektörü 14 sektörün içinde 7. sırada yer almaktadır. Tekstil/hazır giyim sektörlerinin üzerinde yer alan diğer sektörler ise otomotiv gibi daha teknoloji yoğun alanlarda faaliyet göstermektedir.
Kaynak: Boss Life Dergi