Psikolojik Performans Antrenörü
Ebru Yıldırım [email protected]
İki ruh karşılaşır: Kötülüğü, ölümü, şiddeti ve yalanı temsil eden Kötü Ruh ve doğruyu, iyiliği, neşeyi ve hayatı simgeleyen İyi Ruh. Kimin daha güçlü olduğu konusunda tartışmaya başlarlar. Tartışmanın fitilini kötü ruh ateşler. Kaba ve alaycı gülüşle iyilik, hayat ve neşe dolu İyi ruha sataşmaya başlar:
– Benim Kabil’ im senin Habil’ ini öldürdü.
– Benim Delilah’ ım senin Samson’ unun gözlerini kör etti.
– Benim kahinlerim senin peygamberlerini
öldürdü.
– Sahip olduğum güç sayesinde Sokrates’in zindanda zehirlenmesini sağladım.
– İsa’yı Golgotha’ da ben çarmıha gerdirdim.
– Benim isteğim ve irademle binlerce en iyi adamın Roma’ nın sirk meydanlarında hayatını kaybetti.
– Jan Has’ u diri diri ateşle yakan eller benim ellerimdi…
Sizler bin bir eziyetle, uzun süre çabalayarak aydınlık ideallerinizin ateşini yakıyorsunuz, bense tek bir tükürükle bu alevleri söndürüyorum, onları kötü kokulu dumana, ise çeviriyorum. Genç erkekler ve kızların aşk çiçeklerini şehvet çamuruna gömüyorum, özgürlükten başıboşluk, iktidardan ise şiddet ve terör doğmasını sağlıyorum. Sevgi öğretisini insanlar arasında inanç farklılığına dayalı nefretin sebebine dönüştürdüm, halklar arasındaki kardeşliğin yerini karşılıklı savaşların almasına vesile oldum.
İyi Ruh; “bu şekilde tartışmayalım, gücümüzü sınayalım.” “Nasıl ?”
“Bir meşale alalım ve onu meydanın ortasına dikelim.” “Sonra?” Kötü Ruh sabırsızlandı.
“Ben göğsüme vuracağım oradan kıvılcım çıkacak ve meşaleyi tutuşturacak. Meşale uzun süre parlak alevle yanarak, insanlara karanlıkta yol gösterecek. Sen benzer bir şey yapabilir misin?” “Ah senin şu bitmek bilmeyen yakma, ateşleme çabaların! Kötü Ruh nefretle gülmeye başladı. Her şeyi sen ateşliyorsun, insanların aklını, vicdanını, ruhunu canlandırıyorsun. Kahramanlığa, insanların itibarına oynuyorsun! Aptalca hayaller bunlar.”
“Neden? “İyi Ruh yine gülümsedi.
“Çünkü insanlar kahraman değildir. Milyonlarca insan aslında akıl ve maneviyat yönünden çok ilkel. Her bir sürü kendisini dünyanın en yetenekli, en asil ve en kültürlü halkı olarak görüyor ve bundan emin! Kendilerinden üst kademede bulunanlara güler yüz göstererek övgüler dizerken, alt kademedekilere küstahça ve saygısızca davranırlar. Düşünce, söz, iş, namus, vatan – hepsi iyi bir bedel karşılığında satılıktır.”
“Karanlığı öven felsefeni uzun uzun anlatırken sözünü kesmeden dinledim. Sen de benim, senin tabirinle “saf” felsefemi sonuna kadar dinle. Ben senin gücünü inkar etmiyorum, böyle yaparak kendimi ve peşimden sürüklediğim insanları kandırmıyorum. Sahip olduğun güç, daha doğrusu, güçler, büyük ve çok yönlü. Çok sayıda genç idealisti öldürmüş olduğunu ve öldürmeye devam ettiğini zaten kabul ettim. Fakat sen onları, elindeki güç karşı konulmaz olduğu için değil, kurbanlarının genç zekası henüz olgunlaşmadığı, mantıklı düşünme ve davranma yetenekleri zayıf olduğu için öldürebiliyorsun.”
İyi Ruh hiçbir şey söylemeden göğsüne ikinci kez vurdu. Öncekinden daha parlak bir kıvılcımla meşaleyi yeniden tutuşturdu.
Kötü Ruh üfleyerek söndürdü e etraf yine karanlığa büründü. İyi Ruh yineledi hareketi ve bu durum dört, beş, otuz, yüz kere tekrar edildi. Her defasında İyi Ruh meşaleyi tutuşturarak, öncekilerden daha parlak bir alevle yanmasını sağlıyor, Kötü Ruh sadece söndürmeye devam ediyordu. Fakat söndürmesi için her defasında daha kuvvetli üflemesi gerekiyordu. Ve sonunda “ Bu aptalca ve gereksiz işe son ver!”
…
İyi Ruh bininci meşaleyi yaktıktan sonra düşmanına seslendi: “Sen karanlıksın, ölüm ve yıkımsın. Senin amacın hayat ve iyilik ateşini söndürmek; bu senin için sevinç kaynağıdır. Söndür o zaman! Madem söndürücü olmaya karar verdin, söndür! Bense hayatın taşıyıcısı, onun yaratıcısıyım. Ben ışığın, doğruluğun, sevincin ta kendisiyim. Seninle olan mücadelemiz bugün başlamadı bugün bitmeyecek. K Işıkları söndür, hayat meşalelerini kır, parçala! En ve arkadaşlarımsa aydınlık görevimizi yapmayı sürdüreceğiz.”
Bu efsanenin anlamı şudur: “Hayat kurmak amacıyla yapılan bütün işler, maalesef, karanlık ve yıkıcı güçlere karşı verilen mücadele nedeniyle çoğu zaman daha da zorlaşmaktadır. Onlarca, yüzlerce ve binlerce karanlık güç aydınlık emellerinizi söndürmek için çaba gösterecek ve söndürecektir de, ama siz yanmaya devam edin. Yanın ve diğerlerini de ateşleyin! “ – Alıntı “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” yaşamı yenilemek için mutlaka okunmalıydı. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi. Okumamış olanlara bu harika kitabı buradan tavsiye etmiş olayım.