Mustafa Kemal Akın Anlatıyor…

Kendi çabası ve emeği ile sıfırdan başlayarak, genç yaşta başarıyı yakalamış, Akın Global Kurucu Başkanı Mustafa Kemal Akın. Mayıs sayımızda kapak ismimiz olan Mustafa Bey ile hepinizin merakla okuyacağına inandığımız bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi zoru başararak yurtdışından ürün satın alıp, Çin’e ürün satmayı başarmış ve ülke döviz gelirine ciddi katkılar sağlamış bir iş adamı. Yanlış duymadınız Çin’e mal satarak kendi zekâ ve çabalarıyla büyük başarılar elde etmiş bir iş adamı… Bosslife Dergi okurları için özel hazırlanan bu röportajda herkese keyifli okumalar…

• Mustafa Kemal Akın kimdir? Bosslife Dergi okurları için sizi biraz tanıyalım

Ben 1981 Adıyaman doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversiteyi Ankara’da okudum. Gazi Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden 2004 yılında mezun oldum. Askerlikten sonra Sağlık Bakanlığı’nda iş hayatına atıldım. 2012 yılında kamu görevimden istifa edip ticarete girmeye karar verdim. Şu an medikal ürün ihracatı yapmaktayım. Ankara’da yaşamaktayım.

• İstatistik Bölümü mezunu olarak Sağlık Bakanlığı memuriyet hikâyenizi merak ediyoruz. Kariyerinizin bu noktadaki geçmişini bizimle paylaşır mısınız?

Ben Sağlık Bakanlığı’na düz bir memur olarak girdim. KPSS ’ye girip burayı kazanmıştım ve sonrasında unvan değişikliği sınavı ile istatistikçi oldum ve istatistik birimlerinde çalışmaya başladım. 6 ay sonra Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde çalışırken Domuz Gribi ortaya çıktı ve yöneticimden domuz gribin önceki günlerdeki vaka sayılarını alıp “önümüzdeki günlerde olması muhtemel domuz gribi vaka sayılarını istatistiki yöntemler ile tahmin edebileceğimi’ söyledim. Bu şekilde tüm tahminlerim tuttu ve sonrasında yıldızım bayağı parlamaya başladı.

O zamanlar Sağlık Bakanlığında bu tahminleri yapacak kimse

yoktu ve ben bu sayede çok ön sıralara geldim. Önce Organ Nakli İstatistik Şube Müdürü oldum sonrasın da İstatistik ve Analiz Daire Başkanı oldum. Daire başkanıyken çok büyük projelere imza attım. Bunların içinden en büyüğü: Tüm kamu, üniversite ve özel sağlık kurum ve kuruluşlardan o zamanlar kâğıtla toplanan 8 farklı formu kaldırıp yerine elektronik ortamda doldurulan ver herkesin hızlıca ulaşabileceği sağlık veri sistemi kurmaktı. Bu sistem Yeni Hastane Bilgi Formları gibi 4 farklı elektronik sistemdi. Sonrasında Bakanlığın Kanunu yenilendi ve yeni süreçte istifa edip ticarete atıldım.

• Şu anki sistemi kuran sizsiniz o zaman?

Evet, Sağlık Bakanlığında sağlık kurum ve kuruluşlarından tek
veri toplama sistemi mevcut, o da benim kurduğum bu sistem.
Şu anda herkes bu sistemi kullanıyor. O yıllarda 30 bin kullanıcı oluşturmuştuk ve birçok ilde sistemi tanıtan konferanslar vermiştik.

• Ankara’nın en büyük medikal ihracatını Akın Global gerçekleştiriyor. Akın Global’in kuruluşuna bildiğimiz üzere mermer ihracatı ile başlayıp medikal ihracatına yöneldiniz. Kuruluş ve değişim süreçleriniz nasıl oldu?

2012 Nisan ayında devlet görevinden istifa ettikten hemen sonra kurdum. O zamanlar ticaret ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum, hangi

sektöre yöneleceğim konusunda da kararsızdım. Ama geleceğin dış ticaret sektöründe olduğunu biliyordum ve bu nedenle dış ticaret sektöründe
bir iş yapmak amacıyla iş ilanı açtım. Dış ticaretten anlayan, yabancı dil
bilen ve bir sektör konusunda deneyimli çalışan arıyordum. Buldum da. Kendisi uzun yıllar mermer dış ticaretinde çalışmış, Türkiye’de ki birçok mermer ocağını tanıyordu. Biz bu şekilde başladık işe. O bana öğretiyor
ama akşam eve gittiğimde ondan öğrendiklerimin kat kat fazlasını ben
kendi kendime internetten araştırarak öğreniyordum. Zaman geçtikçe mermer sektörünü ve bu sektörde neler yapabileceğimi de öğrendim. Google reklamları vererek Lübnan, Hindistan ve Rusya’dan müşteriler buldum. Hatta Rusya’daki müşterim o zamanlar Rusya’nın Soçi şehrinde düzenlenecek kış olimpiyatlarına mermer satıyordu. Bizde bu sayede 48 konteyner mermeri Rusya’ya sattık 1 yıl içinde. Böylelikle Akın Global’i büyüttüm. Sonrasında Rusya’daki proje bitince bizim satış yapmamız için yeni bir projeye; kendimizi ve ürünlerimizi kabul ettirmemiz gerekiyordu ama bunu yapmak çok zor ve uzun bir süreç olduğundan başka sektörlere yönelmeye karar verdim. Sağlık Bakanlığı geçmişim olması sebebiyle önce medikal sektörünü araştırdım ve buradaki boşluğu görerek yurtdışına medikal ürünler satmaya karar başladım.

• Akın Global’in mevcut işini anlatır mısınız?

Biz az gelişmiş ülkelerde daha ucuza satılan popüler, kaliteli ve marka
olan Amerikan, Alman ve Japon malı olan medikal malzemeleri alıp, bu ürünlerin daha pahalıya satıldığı gelişmiş ülkelere satmaktayız. Bu bizden önce oluşmuş çok büyük bir sektör aslında. Gelişmiş ülkelerdeki ve özellikle bunların en büyüklerinden olan Çin’deki medikal firmalar, marka ürünlerin kendi ülkelerindeki bayiler tarafından kendilerine çok daha pahalıya satıldığını bildiği için başka ülkelerden bu ürünleri alma arayışına başlamış ve bu sektör böyle oluşmuş. Biz de bu sektörde profesyonel bir firma olmadığını görünce bu işe başladık.

Bu sektöre girdiğiniz zaman anlıyorsunuz ki dünyadaki medikal pazarın %90’nına 30 global marka sahip ve bunların çoğu Amerikan, Alman ve Japon markaları. Bir medikal firmasının en büyük müşterisi devlettir. Devlet hastanesinin talebi özel hastaneden her zaman daha fazladır. Dolayısıyla devlet ekonomik olarak güçlü ise bu global markaların ürünlerinin fiyatları bu ülkelerde daha yüksek olur. Mesela Çin’de, Dubai’de, Amerika’da fiyatlar pahalıdır. Ben yıllık satışlarımın %90’nını Çin’e yapıyorum kalanını ise Amerika ile Ortadoğu ülkelerine. Sattığım ürünlerin %10-15 ini Türkiye’den kalanını ise Avrupa’dan alıyorum. Bu çerçevede benim dünya genelinde 10’u medikal işi ile uğraşan 11 firmam var. Ayrıca 36 kişilik güçlü bir ekibim de var. Sadece yurtdışına ürün satıyorum.

Şunu özellikle belirtmek isterim ki; bütün şirketlerimi sadece kendi emeğim, çabam ve Allah’ın yardımı ile kurup bu noktalara getirdim. Babadan kalma şirketler olmadığını bilinmesini isterim.

• Sadece Türkiye ile kalmayıp başka ülkelerde de ofisleri, çalışanları olan toplam 11 farklı firmanız var. 11 farklı noktada şirket oluşturma amaçlarınız ve onların hizmet vermesi noktasında avantaj-dezavantaj olarak nelerden bahsedersiniz?

Değişik ülkelere medikal malzeme satmaya başladığımız da hep farklı talepler ile karşılaştık. Birçok firma ithalat yapmak istemiyor. Çünkü ithalat riskli bir iş, nakliye riski var, ödeme riski var. Bu nedenle Çin de şirket kurup ithalatı kendimiz yapıp onların para birimi ile müşterilerimize satış yapmaya başladık. Bu durum satışlarımızı bir hayli artırdı.

Amerika’da da benzer bir durum oldu. Miami’de şirket kurup
ofis açtık. Aynı şekilde Hong Kong’da da. Tabi daha sonra mal aldığımız bazı ülkeler de de daha kolay ürün alabilmek için şirket kurmaya başladık.
Bunun en büyük avantajı, müşterilerin bize güven duyması
ve onlara yerinde hizmet verebilmemiz. Dezavantajı ise
bu kadar şirketi yönetmenin getirdiği klasik zorluklar diye nitelendirebilirim.

• Hepsiyle tek başınıza ilgilenmeniz zor olmuyor mu?

Tabi ki zor oluyor. Bizim grup şirketlerimiz tam 24 saat çalışıyor. Türkiye’yi baz alıp anlatırsam; Çin bizden 5 saat ilerde. Miami
7 saat geride, San Francisco da 10 saat geride. Ülkemiz saatiyle sabaha karşı 04.00 de Çin ofisimiz çalışmaya başlıyor, sabah 09.00’da biz çalışmaya başlıyoruz. Yine Ülkemiz saatiyle 16.00 da Miami ofisimiz çalışmaya başlıyor.

Saat 19.00 da San Francisco’daki çalışanımız işe başlıyor ve Ülkemiz saatiyle sabaha karşı 04.00 de çalışmayı bırakırken Çin ofisimiz tekrar çalışmaya başlıyor. Sürekli çalışıyoruz ama mutluyuz. Tüm şirket olarak çalışmak en büyük hobimiz diyebilirim.

• Medikal sektörünün Türkiye pazarındaki büyüklüğü, yıllık ihracattaki medikalin pasta payını ve gelecek yıllardaki gelişim sürecini bir istatistik uzmanı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki yıllık medikal ihracatı yaklaşık 600 milyon USD civarında. Dünya ortalamalarına baktığımızda bu rakam çok düşük. Bu rakamın yaklaşık 35 milyon USD’si sadece Çin’e yapılan medikal ürün ihracatını içeriyor. Dolayısıyla Çin’e yapılan yıllık medikal ürün ihracatının yüksek bir oranını benim firmalarım yapıyor. Tabi ihracat demek ülkemize döviz kazandırmak demek. Bizim yaptığımız işte ülkemize döviz kazandırmak.

• Türkiye’deki yıllık toplam ihracatın ne kadarı medikal sektöründen yapılıyor?

Maalesef çok az bir kısmı. 2017 de yaklaşık 157 milyar USD’lik toplam ihracatımız var ve sadece %4 ü medikal sektöründen sağlanıyor. Bu rakam düşük. Neden? Çok basit aslında. Medikal sektörde en önemli basamak Ar-ge. Maalesef Ar-ge’ye yeteri kadar yatırım yapmıyoruz ve dolayısıyla çok fazla teknolojik malzeme üretemiyoruz. Bu nedenle biz medikal sektörde dışa bağımlıyız. Tükettiğimiz medikal malzemelerin sadece %15’ini burada üretiyoruz. Ürettiğimiz ürünlerinde çoğu teknolojisi yüksek ürünler değil. Diğer ülkelerde durum böyle değil. Amerika, Almanya ve Japonya zaten medikal sektörde teknolojisi çok yüksek ürünler üretiyor ama bunun yanı sıra Çin’de son yıllarda Ar-ge’ye çok fazla yatırım yaptı ve Çin’in üretim teknolojisi arttı. Çin bu sayede yeni ürünler geliştirmeye başladı. Umarım ülkemizde bu gelişmeyi yakın zamanda gösterecektir. Çin’de ofisimiz olması ve Çin’e medikal ürün satmamız sayesinde bir çok hususa hâkim olduk ve deneyimlerimizden ülkemizin faydalanması için elimizden geleni yapıyoruz.

• Akın Global olarak gelecek planlamalarınız nasıl?

İstikrarlı büyümeyi sürdürmek ilk amacımız, sonra tabi ihracat rakamlarımı arttırmak ve ülkemize daha faydalı olabilmek. İlerleyen zamanda, başka ürünlerin de ihracatını yapmayı planlamaktayız. Farklı sektörlerde yatırım yapabiliriz. Bakalım zaman ne gösterecek.

• Akın Global olarak rakiplerinizden ayrıldığınız yönler ve tercih edilme nedenlerinizi nasıl yorumlarsınız?

Biz müşteri memnuniyetine en yüksek düzeyde önem veren bir firmayız. Her koşulda her zaman müşterilerimizin yanında durmamız ile tanınırız. Bu özelliğimiz sayesinde müşterilerimiz bizden ürün almaya devam eder.

Çalıştığımız markalar bazında dünya genelinde Avrupa ülkelerinden medikal ürün alıp, Çin’e satan en büyük firma biziz. Tabi bu sektörde çok da rakibim var ama rakiplerimin tamamına yakını ufak bir ofis, az çalışan ve sınırlı bir sermaye ile bu işi yapıyorlar. Ben ise çok satış ve çok alış yaptığım ülkelere bizzat gidip şirket ve ofis kuruyorum bu sayede müşterilerimle o ülkenin yerel para biriminden çalışabiliyorum. Benim rakiplerimin Çin’de veya Amerika’da Ofisi yok, çünkü bu çok emek ve maddi güç isteyen bir iş.

Bu söylediğim başlıca nedenler rakiplerimizde bizi ayıran önemli özelliklerdir.

• Bosslife Dergi ekibine ve okurlarına söylemek istedikleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?

Bosslife Dergisi’nde kapak ismi olduğum için çok mutluyum. Umarım Bosslife Dergisi’ni daha iyi noktalarda görürüz. Ben hep çalışarak
ve sabrederek bu noktalara geldim. Bu nedenle herkese çalışmaktan vazgeçmemesini ve hayallerine er ya da geç ulaşacaklarına inanmalarını tavsiye ediyorum.

Kaynak: Boss Life Dergi